Yalvaçlı meşhur Topal Hafız Ali  Osman Karahan, diyor ki: “Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin huzurunda, Ceylan, Tahirî  Mutlu, Zübeyir, Sungur ve Bayram iler beraber bulunuyoruz. Üstad yüzüme bakıp bana, ‘Sen hayatta ne ile meşgulsün?’  Ben de ‘İmamlık efendim.’ dedim. Aslında anlattığım hatırayı bütün imamların dinlemesi lâzım. Üstad bu sözüm üzerine bana,  ‘Namaz para ile kılınmaz ki!..’ dedi. Ben de ‘Efendim bilmiyordum!’  Genç yaşta beni imam ettiler. Okumaya çok hevesliydim. Babamı genç kaybettim. Ama benim hafızlığım var. Rahmetlik Adnan Menderes bütün şehirlerde kadrolar açtı. Biz de basit bir imtihanda hoca olduk. Başka gelirim yok.’ dedim. Üstad’ın bu sözü içime işledi işlemesine ama Üstad,  ‘Eee..  dedi. Sen nesline hizmet edersen, bu para sana helal  olur.’  Bu fetvayı bütün hocaların ve imamların duyması lâzım. Evet bu para bize harammış, parayla namaz kıldırılmazmış. Ama nesle hizmet edersek helal oluyormuş. Bu işin uzmanı Üstad…  Siz hasta iseniz doktora gidersiniz. İhtiyacınıza göre, mühendise ve mimara yani hangi branş ise o işin uzmanına gidersiniz. Dînî, şerî meseleler de ise, işin uzmanından fetvâ alınmalıdır. Üstad Hazretleri de böyle diyor. Kendi vicdanımızla konuşalım. Diyelim emekli oldum. Neyin emeklisi? İnsanın namaz kılmak ve kıldırmakla emekli olur mu? Peki öyleyse emekli olduysan artık namaz kılma…  Var mı böyle bir şey?”

* * *

Yalvaçlı Hafız Ali Osman Ağabey, açtıkları yurt için diyor ki: “Yalvaç’taki yurdun ismi  İRŞADİYE… Bu ismi Hocamla (M. Fethullah  Gülen )  beraber koyduk. Nerede koyduk biliyor musunuz?  Antalya’da  koyduk.”  Kendisine Seyyid  Mehmet kardeşimiz diyor ki:  Hafız Ali Osman Hocamıza dedim ki,  “Siz İrşadiye yurdu için İstanbul’a Altunîzade gittiğinizde Hocaefendi, salondaki arkadaşlara  “Müdürü kendinden, rehberliği kendinden, aşçılığını yapan, temizliğini yapan, bulaşığını yıkayan, nev’i şahsına mahsus bir yurt müdürü tanıyor musunuz?”  diye sorduğunda, oradaki arkadaşlar, “Hocam böyle bir yurt müdürü bulmak mümkün mü?”  diye sorarlar. Hocaefendi o sırada yan taraflarında oturan Ali Osman Ağabeye döner ve  “Aaa!..  Ali Osman Hocam siz burada mıydınız?!..”  diyerek iltifatta bulunurlar. Meğer, bunun esası, Hocaefendi Türkiye’yi dolaşırken gece vakti Yalvaç’a  uğrar ve yurdu ziyaret eder. Mutfağı  gördüklerinde, Ali Osman Hocamıza önünde önlük, bulaşık yıkarken görüyor…”

Bir seneyi geçti, Prof. Dr. Yunus Serin Hocamız bana Kayseri’den gönderilmiş bir rüyayı tabir etmek üzere ulaştırdı. Ben de “Mübarek ben nasıl tabir edeyim?  Eğer Ali Bayram arkadaşımız hayatta olsaydı, ben de ona sorardım.”  dedim. Rüya şöyle: M. Fethullah  Gülen Hocaefendinin halasına, Yalvaçlı Topla Hafız Ali Osman Karahan, bilhassa bu süreçte başına gelenleri anlatıyor. Halası da “Elbette bunlar olacak… Dünya çapında hizmetler olmuş, bunların bir ceremesi bulunacak”  meâlinde sözler söylüyor. Bu rüyayı gören devam ediyor:  “Sanki rüya içinde rüya görüyorum: Bir anda kendimi Hocaefendinin yanında buldum. Hocaefendi namaz kılıyormuş. Ben de farz namaz için kamet getirdim. Sonra Hafız Ali Osman Hocamızın halasına söylediklerini ve halanın da sözlerini aktarıyorum. Bunun üzerine Hocaefendi ‘Yirmili yıllar bitti. Bundan sonra kırklı yıllar başlayacak!’ dedi.”

Haydi bu işin içinden çıkabilirsen çık!...