İşte Davutoğlu’nun sözlerinden öne çıkan başlıklar:

– Rasyonel bakış açısından bugün yasal, prosedürel ve psikolojik olarak bir erken seçim yapmak zor; çünkü sadece Cumhurbaşkanı erken seçime karar verebilir. Cumhurbaşkanı’nın Meclis’te çoğunluğu var ve elinde de mutlak güç var. Neden böyle bir gücü riske atsın daha iki veya üç senesi varken? Ancak Türkiye’de tecrübeli bir siyasetçi olarak öğrendim ki siyasetin rasyonelliğinden emin olmayacaksın.

– Kasım 2015’te en yüksek oyla kazandım… Parti darbesiyle beni attılar, sonra ülkede darbe, bir referandum, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve iki yerel seçim… Türkiye’de erken seçime hazır olmalısınız. Ekonomik ve psikolojik olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bu koalisyon için 2023’e kadar devam etmek zor çünkü Bahçeli’yi biliyoruz, sürprizlere bayılır… Erdoğan, Bahçeli’den her türlü sürprize hazır olmalı.

– Türkiye’de demokrasi tarihine bakın. Hangi parti bir dönem baskı altında olursa, bir sonraki iktidar o parti olur. Menderes, Demirel, Ecevit, Erbakan, Erdoğan… O yüzden bugün toplumdan, medyadan, siyasetten kime sorarsanız kim daha çok baskı altında, kim medyadan daha çok uzaklaştırılmış diye, hepsi Davutoğlu ve Gelecek Partisi diyecektir. Bütün bu tarihi bilgiler bir sonraki seçimlerde inşallah bizim kazanan parti olacağımızı gösteriyor.

– En büyük problemlerden biri de egosentrik illüzyon. Siyasette, mutlak güce sahip olanlar gücün sonsuza kadar devam ettiğini düşünür. Bu illüzyon sorunları görmelerini engeller. Maalesef Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekibi, parti sahadaki gerçekleri görmüyorlar çünkü bu illüzyon var onlarda, sanki güç onlarınmış gibi. O güç milletin… Her hafta insanları işlerin doğru yolda gittiğine ikna etmek için yeni sürprizler üretmek zorundalar, Karadeniz’deki doğalgaz yatakları gibi.

– Maalesef hükümetimiz Yunanistan ile düzgün bir diplomatik performans sergilemiyor. AB’ye ‘masaya oturalım ve tüm görüşleri paylaşalım’ denmeli. Oturup birbirimizle konuşmamız lazım. Karşı tarafın hatası Türkiye’nin stratejik endişelerini görmezden gelmek. Bizim hatamız ise pozisyonumuzu karşı tarafa anlatacak gerekli diplomatik çabaya göstermeden açıklamak. İki taraftaki bu psikolojik tansiyon bir tıkanıklığa ve riskli askeri karşılaşmaya neden olabilir.

– Herkesin kazanması için yeni bir stratejik vizyon gerekiyor. Böyle durumlarda bir tarafın kazandığı diğer tarafın kaybettiği bir örneğe hiç rastlamadım. Doğu Akdeniz’de vaziyet kaybet-kaybet şeklinde. Maalesef Avrupa Birliği, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin temel stratejik gereksinimlerini anlamıyor… Avrupalı liderler Doğu Akdeniz’in Türkiye için hayati stratejik öneme sahip olduğunu anlamalı. Kimse Türkiye’yi köşeye sıkıştıramaz, zorla bir şey yaptıramaz, Türkiye’yi karaya hapsedemez.