Sözcü yazarı Çiğdem Toker, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İletişim Başkanlığı kararnamesinde yaptığı esaslı değişikliklere dikkat çektiği yazısında “Bir başka madde var ki ‘Cumhurbaşkanlığı gibi bir makam nasıl olur da bağış ve yardım kabul eder?’ sorusunu sorduruyor” diyor.
Söz konusu kararnameyle İletişim Başkanlığı Yönetim Hizmetleri Dairesi Başkanlığı'na bağlı bir “döner sermaye”nin kurulduğunu belirten Toker, “Döner sermaye, yaygın ama tartışmalı bir işletme türü. İletişim Başkanlığı için ‘Niye döner sermaye’ sorusuna iki cevap yazılmış: – Başkanlığın hizmetlerine ait yayın, bilgi, belge satışı, – Bilgi işlem, dizgi, baskı, teknik danışmanlık, eğitim, proje, araştırma ve benzeri hizmetler" bilgilerini aktarıyor.
İletişim Başkanlığı'nın döner sermayesinin “Bu amaçla konulan ödenekler, Hazinece verilecek ayni yardımlar, döner sermaye faaliyetlerinden elde edilecek kâr ile bağış ve yardımlardan” meydana geleceğini ifade eden Toker, “Devletin başı olan bir kurum; dışarıdan, şirketlerden, vakıflardan belki fonlardan bağış ve yardım kabul etmesine neden ihtiyaç duysun? En yüksek makamda tartışılmış olmalı. Zaten sonraki madde fikir veriyor: ‘Mal ve hizmet alımları, kiralama, araç, gereç, araştırma, eğitim tanıtım giderleri ve (buraya dikkat) faaliyet alanına giren hizmetler için görevlendirilecek personele yapılacak harcırah ödemeleri.’ Belli ki, döner sermaye için bütçede aktarılacak ödenek, hatta onu Erdoğan'ın beş kat arttıracak olması bile harcamalara yetmeyecek” ifadelerini kullanıyor.
Toker şöyle devam ediyor:
“Söylemek lazım ki, Cumhurbaşkanlığı makamını, propaganda faaliyeti için bağış ve yardımlara açık bir kurum haline getiren bu düzenleme rahatsız edicidir. Şimdi döner sermayesi çıkarılacak yönetmeliği beklemek gerekiyor. Bakalım o yönetmelikte ‘bağış ve yardımların tutarları ile kimlerden alındığına dair kaynak açıklanır’ diye bir madde olacak mı? Aksi takdirde bu bağışlara yardımlara dair türlü türlü spekülatif tartışmaların önüne geçilemez.”