Çin Merkez Bankası’ndan Türkiye’ye 1 milyar dolar değerinde fon aktarıldığı ortaya çıktı.
Pekin’in şu ana kadarki en büyük “destek paketi” olarak değerlendirilen meblağ, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için 23 Haziran'da tekrar edilen seçim esnasında Türkiye’nin kasasına girmiş olduğu anlaşıldı.
İLK KEZ BU KADAR YÜKSEK BİR MEBLAĞ GELDİ
Bloomberg’in haberine göre, adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, söz konusu nakit akışının, Ankara ile Pekin arasında 2012’de imzalanan lira-yuan swap (takas) anlaşmasından bu yana ilk kez Türkiye’nin aldığı en önemli miktar olduğunu belirtti.
Bloomberg söz konusu nakit akışı ile siyasi ve mali istikrarının aşındığına dair endişelerin arttığı bir anda Türkiye’nin yabancı kaynak rezervlerini arttırdığına işaret etti.
Bloomberg’in görüş aldığı ABD’deki Alman Marshall Fonu’nun Başkanı Özgür Ünlühisarcıklı, söz konusu nakit akışının Erdoğan’ın, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerini, Rusya ve Çin gibi yeni ortaklıklarla yeniden düzenleme çabalarının sonucu olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Haziran'da Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'i ziyaret etmişti.
"UZUN VADELİ İHTİYAÇLARI KARŞILAMAZ"
Ünlühisarcıklı, bunun Türkiye’nin Batılı müttefikleriyle geleneksel bağlarını etkileyecek boyutta olmadığını da söyledi.
Ünlühisarcıklı, “Bu tip kısa dönemli finans kaynakları Türkiye’nin uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılayamayabilir.” dedi.
Bundan yedi yıl önce swap anlaşması imzalayan Ankara ile Pekin, her üç yılda bir bu anlaşmayı yeniliyor.
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile dönemin Çin Devlet Başkan Yardımcısı Xi Jinping'in 2012’deki görüşmesi sırasında Türkiye Merkez Bankası (TCMB) ile Çin Merkez Bankası (PBC) arasında, Para Takas (Swap) Anlaşması imzalanmıştı.
ANLAŞMA 2012 YILINDA İMZALANMIŞTI?
Öncelikle bu paranın bir kredi olmadığının altı çiziliyor. Normal bir swap işlemi olarak yapıldıysa -ki açıklamalar öyle- bunun karşılığında TCMB’den TL gönderilmiş olması gerekiyor.
Yani bu bir takas işlemi. 2008 krizi sırasında dünyadaki merkez bankaları kendi aralarında bu tür anlaşmalara hız vermişlerdi. Anlaşmanın yapıldığı 2012 yılı da euro krizinin hemen sonrasında dünya piyasalarının çok oynak olduğu bir dönemdi.
Bu bakımdan bu tür anlaşmalar küçük çaplı döviz kuru oynamalarında tam zamanında gelen paralar olarak işe yarayabilir. Devamı da gelecektir.
Çin bankaları, özellikle Yap-İşlet-Devret projeleri ve Türkiye’nin dış borçlanma faaliyetlerinde aracı olarak da önemli roller üstleniyor son yıllarda.
Fakat bu tür swap anlaşmaları yapısal ve büyük çaplı döviz ihtiyaçlarını gidermek için uygun değil. Yani tek başına orta dönemli döviz kuru hareketlerini olumlu veya olumsuz yönde olanlarını, etkileyemez.
ÇİN ZOR GÜNLER GEÇİRİYOR
Çin’in finans kesimi şimdilerde Amerika Birleşik Devleteri ile devam eden ticaret savaşlarının kur savaşları sebebiyle zor günler geçiriryor. Çin’in git gide zora girmekte olan devasa borçlu kimi özel sektör firmalarının kendisinin önemli ölçüde devlet desteğine ihtiyacı var.
2012’nin tersine şu sıralar Çin’den Türkiye’ye Türkiye’nin özellikle Batı ile yaşadığı siyasi gerilimler sırasında sıkıntı çektiği borç sorununa bir çözüm olması düşünülemez.