15 Temmuz 2016 darbe girişimine karşı yapılan darbede en çok ilgimi çeken komutanlardan birisi 1. Ordu komutanı Ümit Dündar olmuştur. Tek başına Ümit Dündar da değil tabi ki, İstanbul havalimanına iniş yapan cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da iniş yapmadan önce yada yaparken kendisine hiç bişey danışmaması ilginç gelmişti bana. Ümit Dündar bu konuda gazetecilere yaptığı açıklamada cumhurbaşkanının iniş yapmadan kendisini aramadığını söyledi. Erdoğan belli ki Dündar’a güvenmiyordu, peki o zaman bugün Erdoğan’ın darbe gecesi güvenmediği komutan nasıl oldu da kara kuvvetleri komutanı oldu, çok basit, Ergenekon öyle istedi ve oldu, aynı o dönemin genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler’in genelkurmay başkanı olması gibi.

Ümit Dündar 15 Temmuz günü saat 18.15 gibi görevini tamamlıyor ve konutuna geliyor, yanında bir de misafiri var. Buradan şunu anlıyoruz, saat 18.00 öncesi görevde olan Dündar’ın darbeden hiçbir haberi yok. Büyük olasılıkla yemeklerini yiyorlar ve misafirle sohbet ediyorlar. Tam da o sırada, 21.40’da İstanbul emniyet müdürü telefonla arıyor ve Beylerbeyi ve Çengelköy’de askerlerin de karıştığı bazı normal olmayan olaylar olduğunu söylüyor. Emniyet müdürü olanlardan bilgisi olup olmadığını soruyor, o da hiçbir bilgisi olmadığını söylüyor.

Saat 21.40 ve hâlâ Ümit Dündar’ın darbe girişiminden haberi yok. Oysa şu an beraber görev yaptığı genelkurmay başkanı Yaşar Güler’in haberi var ve zamanının genelkurmay başkanı Hulusi Akar’la birlikte. Ama ikisi de haber vermiyor, aramıyorlar, arayan başka komutan da yok, suikast yapılacak Erdoğan’ın da gereksinimi yok onu aramaya, yalnız bırakılmış bir komutan o.

Ümit Dündar hemen ordu komutanlığını, Çengelköy ve Beylerbeyi’ne yakın olan deniz komutanlığını arayıp, kendilerinden rapor beklediğini emrediyor. Biraz sonra emniyet müdürü tekrar arıyor ve Boğaz Köprüsü’nde buluşmak üzere yola çıkıyorlar. İşin vahameti büyüse de komutanlar birbirlerini aramamaya yeminli olduklarından bu kez kendisi Ankara’yı arayıp öğrenme çabası göstermiyor.

Köprünün Anadolu yakası ayağının altında buluşma kararı alıyorlar ve ayağa doğru yola çıkıyorlar. Yola çıktığında kara kuvvetleri kurmay başkanını, genelkurmay 2. Başkanını, kara kuvvetleri komutanını ve genelkurmay başkanını arıyor ama onlar telefonuna yanıt vermiyorlar. Bu gibi durumlarda mantık olarak bir taraf ya suçludur yada şüphelidir ama bunlarda öyle bişey olmuyor ve günümüzde beraber çalışıyorlar.

Ümit Dündar neler olduğunu öğrenmek için (Kendisi hâlâ darbeye uyanamadı) arabasıyla köprüye geliyor ama orada asker kılıklı teröristleri görüyor, havaya ateş açtıklarını tespit ediyor ve bişey yapılamayacağını anlayıp emniyet müdürünün yanına sıvışıyor. Sonrası ne mi oluyor, köprüde boğazlar kesilmeye başlıyor, emniyet müdürü ve 1. Ordu komutanı kendilerini seyretmekle kalıyor. Bu konuyla ilgili verdiği ifadenin videosunu(VİDEO LİNKİ) izleyebilirsiniz. Sizlere daha çok video aktaracağım.