Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık durumuyla ilgili sık sık yeni söylentiler ortaya çıkıyor. Çıkan son söylenti, Erdoğan’ın geçtiğimiz haftalarda bir prostat ameliyatı olduğu yönünde. Bu kez söylentiyi yazan ise, Ankara’nın tecrübeli gazetecilerinden Nuray Babacan.
Babacan, GazetePencere’deki köşesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta, ‘Hamas terör örgütü değil mücahit bir örgüttür’ dediği grup konuşmasından önce 10 gün boyunca İstanbul’daki evinde olduğunu, bu sürede küçük bir prostat ameliyatı geçirdiğini ve ardından da dinlendiğini yazdı
.
Babacan’a göre, Erdoğan’ın grup konuşmasında Hamas ile ilgili sözleri AKP'nin önde gelenlerini ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i şaşırttı. Babacan’ın iddiasına göre bu sözler Erdoğan’ın yazılı konuşma metninde yoktu, Erdoğan onları irticalen kendisi ekledi. Babacan yazısında bu sözlerin söylenmesinin Erdoğan’ın evinde geçirdiği 10 gün boyunca görüştüğü ve etkisinde kaldığı aile üyelerine bağlandığını yazıyor.
Babacan’ın bugün GazetePencere’de çıkan yazısı şöyle:
10 GÜNDE NE OLDU?
AKP’lileri bile şaşkına çeviren ve ileri bulunan bu sözlerin konuşma metninde olmadığını söyleyenler, Erdoğan’ın grup toplantısından öncesindeki 10 gün boyunca İstanbul’da ‘dinleniyor’ dedikleri döneme vurgu yapıyorlar. Aileyle oldukça yakın geçen bu dönemde, Erdoğan’ın operasyon geçirdiği konuşuluyordu. Bu doğru çıktı. Erdoğan’ın prostat operasyonu geçirdiği ve basit bir müdahale olduğu iddia ediliyor.
KİMLERİN ETKİSİ?
Bu dönemde, İstanbul’da görüştüğü muhafazakar çevre, ailenin bir grubunun kendisine sık sık Gazze’yle ilgili duygusal yorumlar yapması ve hatta Türkiye’nin gündemine Mavi Marmara organizasyonuyla bela eden İHH (İnsanı Yardım Vakfı) yönetimiyle yaptığı görüşmelerin etkisi olduğu anlatılıyor. Bunları aktaranlar AKP’liler; ne kadar doğrudur bilinmez, ama devlet politikasına, devlet dışı unsurların yön verdiğini düşünmek bile rahatsız edici.
TOPARLAMA ÇABASI
Erdoğan’ın Hamas çıkışından sonra, Türkiye’nin arabuluculuk pozisyonunu yeniden kazandırmak için çabalar sürüyor. Bu konuşmanın kabinedeki etkilerine ilişkin değerlendirmeler yapılıyor. En çok etkilenenlerin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve ekonomideki krizi atlatmaya çalışan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olduğunu daha önce yazmıştık. Bu ikilinin topu buradan çevirmek için uğraştığını biliyoruz ama işleri zor.
İŞİN ASLI
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Gazze kriziyle ilgili yakın çevresine yaptığı değerlendirmelerde, konunun bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylediğini biliyoruz. Fidan’ın Hamas’ın arkasındaki güç, aldığı kararı destekleyen ülkeler konusunda farklı değerlendirmeler yaptığı, İran ve Rusya faktörünün önemli olduğunu anlattığı belirtiliyor.
ASKER GÖNDERME YOK
Türkiye’nin bölgeye asker göndermesine gelince. Kesinlikle söz konusu değil. Böyle bir faaliyetin ancak BM çatısı altında çok uluslu gücün bir parçası olarak gerçekleşebileceğine dair değerlendirmeler yapılıyor. Ayrıca, bu yaklaşımın gerçeklikten uzak olduğu, lojistik açıdan da mümkün olmadığı belirtiliyor. Gazze’ye ulaşmasının ne coğrafi ne de çevre ülkelerle ilişkiler açısından mümkün olmadığı paylaşılıyor.
ŞİMŞEK ZOR DURUMDA
Bakan Şimşek’in resmi açıklamalarda durumu toparlamaya çalışan sözlerine karşın endişeleri biliniyor. Gazze savaşının ve yapılan açıklamaların ekonomik krizle mücadeleye darbe vurduğu, artan faizler nedeniyle Türkiye’nin dış borç primine en az 5 puan eklediğini dile getirdiğini belirtelim. Ayrıca iktidarın İsrail’le tüm ilişkilerini askıya aldığı yolundaki haberlere rağmen enerji ve ticaret anlaşmalarının aynen sürdüğü, AKP’de de konuşuluyor. Zira farklı kaynaklardan buna ilişkin bilgiler de geliyor.
Türkiye’nin çıkarlarının göz ardı edilerek, yerel seçimler, taban kaygısı ve duygusallıkla atılan adımların hem ekonomik hem de dış ilişkiler açısından getirdiği faturayı, daha çok konuşacağız anlaşılan.