İyi Parti’de 104 emekli amiralin bildirisine ilişkin olarak iki farklı görüş ortaya çıktı.
İyi Partili Yavuz Ağıralioğlu bildiride kullanılan dilin rahatsız edici olduğunu söylerken, Aytun Çıray, “Bu metinden darbe çıkarılamaz” düşüncesini dile getirdi.
Cumhuriyet gazetesinden Leyla Kılıç’ın haberine göre, Çıray, “Bu metinden darbe çıkarılamaz. Amaçları son zamanlarda Türkiye’nin gündemine oturan ve iktidarın yıpranmasını hızlandıran uyuşturucu-siyaset-rüşvet üçgenini, milletin hayat pahalılığı altında ezilmesini, AKP kongreleri ile iyice yayılan salgınını ve aşı beceriksizliğini örtbas etmek” dedi.
Ağıralioğlu, amirallerin bildirisinde darbe imaları olduğunu ve bunu rahatsız edici bulduklarını belirterek şu ifadeleri kullandı.
“Darbelerle ilgili en ufak bir imayı teyakkuzla karşılıyoruz. Bu tür imalar ve bu imaların satır aralarını okumaya dair bir zorunluluk psikolojisi oluştu millette. Ne yaptığınız kadar nasıl yaptığınız, ne dediğiniz kadar nasıl dediğiniz önemlidir. Amiraller değerlendirmelerini yapsınlar ama bir gece yarısı bildirisi ile toplu olarak, içine darbe imalarını yerleştirerek yapmasınlar. Bu özensizlik ve kasıt olarak anlaşılacak açıklamalar. Montrö’yle ilgili hassasiyetiniz varsa bunu ifade edebilirsiniz ama bu hassasiyeti ifade ederken darbe imasını metnin içine yerleştirirseniz Montrö’den daha fazlaca bir gündeminiz olduğuna dair tartışma meydana getirirsiniz. 'Kanaatlerimi ifade etmek istiyorum' diyen amiraller parti kurabilirler. Memleketimizde çok ciddi gündemler ve dertler var. Hükümetle mücadele etmenin tek yolu sandıktır. Sandık dışında hiçbir imayı meşru göremeyiz."
Çıray ise şu görüşleri kaydetti:
"Demokrasilerde geçmişte hangi meslekte olursa olsunlar Türk milletinin bütünü iktidarı eleştirme ve iktidara tavsiyede bulunma hakkına sahiptir. Bunu emekli öğretmenler de sağlıkçılar da yapabilir. Emekli olmadığı halde özel bir kanunla yasaklanmadıysa herkes siyasi görüşünü ifade edebilir. Nitekim bu metni dikkatle okuduğunuzda esasen Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve milletinin varlığını ve birliğini korumak için yazıldığını görüyoruz.
En aptal zihinler bile bu metinden darbe çıkaramaz. Amaçları son zamanlarda Türkiye’nin gündemine oturan ve iktidarın yıpranmasını hızlandıran uyuşturucu-siyaset-rüşvet üçgenini, milletin hayat pahalılığı altında ezilmesini, AKP kongreleri ile iyice yayılan salgınını ve aşı beceriksizliğini örtbas etmek. Ancak artık bu tiyatroyu millet ezberledi. Dolayısıyla bu yarına kadar sürecek bir gündemdir. Yarın yurttaş geçim sorunu ile karşı karşıya kaldığında, babalar ellerini cebine atıp çocuklarına harçlık veremediğinde bu hayali gündem sona erecektir” diye konuştu. Açılan soruşturmanın seyrine ilişkin ise Çıray, “Soruşturma açılması doğrultusunda sarayda çalışan bir devlet memuru büyük bir baskı meydana getirdi ama kanunun verdiği yetkilerin dışına çıkan bu insanlar günü geldiğinde hesaplarını bağımsız cumhuriyetin savcıları önünde verecekler. Böyle giderse 81 milyonu hapsetmek zorunda kalabilirler. Yaşasın demokrasi, yaşasın özgürlükler”
Ne olmuştu?
104 emekli amiral imzasıyla, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne ilişkin sözleri sonrası başlayan tartışmalara ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın "takke ve cübbe" giydiği bir fotoğrafının basına yansımasına ilişkin olarak ortak bir bildiri yayımlandı. Bildiride "Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir" denilirken, Tuğamiral Sarı'nın görüntülerine ilişkin olarak da "Kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur" ifadesi kullanıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun bildiriye "Haddinizi bilin" sözleriyle tepki gösterirken, TBMM Başkanı Şentop da bildiri için "darbe çağrışımlı" nitelemesi yaptı.
Bildiriye ilişkin olarak soruşturma başlatıldı.