Darbe girişiminde önce Akıncı Üssü 141. Filo komutanı olan ve kalkış yapan uçakları kuleden yönlendirdiği iddia edilen eski Kurmay Yarbay Hakan Karakuş savunmasını yaptı.
Savunmasına gözaltına alındıktan sonraki yaşadıklarını anlatarak başlayan sanık Karakuş, bugüne kadar verdiği ifadelerin tamamının işkence altında alındığını bu nedenle polis ve savcılıktaki ifadelerinin tamamını kabul etmediğini söyledi. Gözaltına alındıktan sonra polis, jandarma ve hatta savcılık gözetimindeyken kayınpederi Akın Öztürk’ün aleyhine, darbeyi sivillerle planladığını ve askeri kanadın bir numarası olduğu yönünde ifade vermesinin istendiğini de ileri sürerek, bunu kabul etmeyince işkence gördüğünü söyledi. Kayınpederinin gözaltına alındığını polisteki sorgusu sırasında öğrendiğini belirten Karakuş, “Kayınpederimin darbe ile bir alakası olamaz” diye konuştu.
MALATYA’DAKİ KAYISI AĞAÇLARIMIZ KİMLİĞİ BELİRSİZ KİŞİLERCE KESİLDİ
Gözaltına alınmasıyla birlikte hakkında yapılan haberlerle birlikte linç kampanyasına uğradığını öne süren Karakuş, kendisiyle birlikte ailesinin de bu kampanyaya dahil edildiğini savundu. Suçun şahsiliği ilkesinin yok sayıldığını belirten Karakuş, “Malatya’da oturan annemin babamdan kalan emekli maaşı 5 gün sonra kesildi. Kardeşim darbe girişimi üzerinden bir hafta geçmeden işinden ihraç edildi. Daha sonra gözaltına alınarak 70 gün işkenceye maruz kaldı. Bu süreçte Malatya’da bulanan kayısı ağaçlarımız kimliği belirsiz kişilerce kesildi. Annemin yaşadığı evimiz saldırıya uğradı. Lojmandaki evimiz arama bahanesiyle talan edildi. Düdüklü tencereden tutun buzdolabına kadar eşyalarımıza el konuldu. İlkokula başlaması gereken oğlumu can güvenliği nedeniyle okula başlatamadık” diye konuştu.
UÇAKLARIN KALKIŞ EMRİNİ VERDİĞİM YALAN
Kuleye gittiğinde Özcan Murat Doğan, Nihat Altıntop, Hakan Bölükbaş, hava trafik sınıfından 4 astsubay ile Mustafa Elez’i gördüğünü söyleyen Karakuş, “Özcan Murat Doğan’ın hangi şubede görevli olduğunu bilmiyordum. TMH kapsamında geldiğini düşündüm. Sanırım ben gelmeden Yarbay Nihat Altıntop ile aralarında gerginlik olmuş. Görev stresinden kaynaklandığını düşündüm. Ben oradayken de tartışma oldu ancak kısa sürdü. Kulede herkes çok gergindi. Bu şekilde çalışırken ilk kalkan uçaklar gelip indi. Bu uçuşların normalde 4 saat sürmesi gerekiyordu. O yüzden bu durum bizi şaşırttı. Görevin iptal olduğunu değerlendirdik ancak havada ikmal uçağının olduğunu öğrendim. Neden erken geldiklerine bir anlam veremedim. Bu esnada sosyal medyadan İstanbul’da köprülerin kapatıldığı, Ankara’da uçakların uçtuğu haberlerini görünce kulede stres daha da arttı. Bunun üzerine kulede bağırış çağırışlar da başladı” dedi.
NİHAT ALTINTOP İLE SÖZLÜ KAVGA ETTİK
Altıntop’un ayrılmasından hemen sonra kuleye silahlı komandoların geldiğini söyleyen Karakuş, “Yarım saat sonra Nihat Altıntop tekrar kuleye geldi. Komandolara kuleden kendisinin sorumlu olduğunu, kuledekilerin rahat çalışması ve uçuş emniyeti için kuleden ayrılmalarını söyledi. Bu olaydan sonra Nihat Yarbay ve personeli bazen telsize bazen de telefonlara cevap vermeyerek, bezen geç bazen de benim cevap vermemi isteyerek zaman geçirdi. Eskişehir DHM aramalarını bana yönlendiriyorlardı. Ya da aramalara ‘buradan Karakuş Yarbay sorumlu’ diyerek açar açmaz ikazda bulunuyorlardı. Ben de telsiz ve telefonlara bakmanın görevim olmadığını, sorumlu olmadığım konularda talimat veremeyeceğimi, taleplerin kule personeli tarafından değerlendirilmesi gerektiğini söyledim. Nihat Yarbay’ın personeline baskı oluşturmak suretiyle beni zorladığını fark ettim. Bunun üzerine Nihat Altıntop ile kimsenin sorumluluk almadığı bir ortamda neden benim ön plana çıkarılmaya çalıştığım konusunda tartıştık. Ve bir daha hiç bir telsiz ve telefona çıkmadım. Buna rağmen kule personeli halen ‘buradan Karakuş Yarbay sorumlu, o böyle istiyor, o söylüyor’ şeklinde telefon ve telsizlere cevap verince Nihat Altıntop ile sözlü kavga ettik. Bir ara bana ‘üs komutanı ve harekat komutanı ile temas halinde misin, soralım neler oluyor’ dedi. Ben de kendisine onların 143. filoda olduklarını bildiğini telefon numaralarının kendisinde olduğunu ve arayıp sorabileceğini söyledim” diye konuştu.
NİHAT ALTINTOP’A MİT’E KOORDİNELİ ÇALIŞTI SUÇLAMASI
Yaşadıkları tartışma sonrası tam olarak hatırlamadığını harekat komutanı ya da üs komutanını kendisinin aradığını söyleyen Karakuş şöyle devam etti:
“Bana Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’ın üstte olduğunu ve onun emirlerine göre hareket ettiklerini söyledi. Komutanımızın emri altında olduğumu öğrenince biraz rahatladım. Bu konuşmadan sonra tam hatırlamıyorum ama saat 03.30 gibi Nihat Yarbayın isteğiyle konuşmak üzere balkona çıktık. Bana kendisinin böyle bir faaliyeti beklediğini, öncesinde başkalarıyla da koordine kurduğunu, MİT’ten temasta olduğu kişinin arkadaşı olduğunu, onun talimatıyla hareket ettiğini söyledi. Devamında sabaha karşı operasyon yapılacağını ve herkesin cezasını göreceğini, bazılarının sonunun geldiğini, benim de kendisiyle birlikte hareket etmemin benim için iyi olacağını söyleyince şok oldum. Darbe kelimesini ilk defa bu suretle duydum. ‘Benim ne yaptığım ne yapmadığım belli, en büyük şahidim sensin’ dedim. Ne yapmam gerektiğini sordum. Çünkü kendisi bütün olaylara vakıftı. Darbecileri biliyordu. Talimatlarla işler yapıyordu. Sabah olmasını bekliyordu. Bana, ‘Olaylara karışma, seyrine bırak, kulede kalmaya devam et ama kimseye bahsetme. Benim personelim olayları biliyor. Sabaha çok adam ölecek’ dedi. Bu konuşmadan sonra daha büyük bir şok yaşadım. Hiçbir şeye karışmadan koltukta oturmaya devam ettim. O andan itibaren benim bilgisizliğimden faydalanıldığını fark ettim. Kısacası Nihat Altıntop meydandan kalkan ve inen tüm uçak ve helikopterlerden sorumlu kişidir. Resmi olarak da sınıfı hava trafiktir. Fiili olarak da tüm bunlardan sorumludur. Bu kişi MİT’teki arkadaşını, kendi ifadesinde daha önce MİT’te daire başkanlığı yapmış K.G.’yi, 15 Temmuz günü saat 22.30 sıralarında aradığını ve gelişmeleri aktardığını söylüyor. Yine kendi ifadesinde bu kişiyi defalarca aradığı ve saat 23.10’daki aramasında K.G.’ye ‘darbe oluyor, helikopterler VİP misafirler getiriyor’ diyor. Yani ben olaylardan hiç bir haberim yokken Nihat Altıntop basın bildirisi hazırlayacak kadar olaylara hakim. Bütün bunları nereden biliyor. Hiç bir karşı koyma göstermiyor. K.G.’den aldığı talimatlarla her şeyin kendi belirledikleri çizgide gitmesi talimatını veriyor personeline. Onlara ‘siz merak etmeyin, size bir şey olmayacak, ben şahidim’ dediğini duydum. Nihat Altıntop’un buraya gelerek dinlenmesini istiyorum. Kendisi o gün kuleden güle oynaya gitti. Benim darbeci olmadığımı, hiç bir faaliyette bulunmadığımı en iyi kendisi biliyor. İlk ifadesinde bana hiç bir suçlama yönlendirmezken nedense verdiği ek ifadede bütün suçlamaları bana yöneltmiş.”
Gülen cemaati ile irtibatlı okullarda okumadığını ve bu yapıyla kesinlikle ilgisi olmadığını dile getiren Karakuş, mahkemeden adil bir yargılama beklediğini söyleyerek savunmasını tamamladı. Duruşma Karakuş’un çapraz sorgusu ile devam edecek.