15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili yazılarını sürdüren gazeteci yazar Ahmet Nesin, Tayyip Erdoğan’ın F-16’lara, havaalanındaki tank ve askerlere rağmen İstanbul Atatürk Havalimanı’na nasıl rahat indiğini sorguladı. Askeri bir uzmanı katkısı ve iddianamelerdeki bilgilerle 15 Temmuz’un karanlık noktalarını ve darbe girişiminin senaryolarına kaleme alan Nesin Artıgerçek’teki köşesinde şöyle yazdı: “İlk kez okuyanlar için şu açıklamayı yapmam gerekiyor, havaalanında tanklar varken, Erdoğan’ın içinde bulunduğu ATA uçağının yanında F-16’lar uçuyorken ve Erdoğan dönemin 1. Ordu Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanı ve Genel Kurmay Başkanı’yla hiçbir irtibata geçmemişken o havaalanına hangi güvence ve cesaretle indi. Kuledekiler darbeci albay ve binbaşının yanında nasıl bir şifreyle Erdoğan’ın uçağının kaptanıyla irtibata geçti. Bu işin bu kadar kolay olmadığına inanıyorum yada çok başarısız bir tiyatro var.”
Nesin’in yazısının tamamı şöyle:
15 TEMMUZ GECESİ KULENİN VE ASKERİ UÇAKLARIN MARİFETLERİ…
O gece İstanbul üzerinde uçan F-16’ların nereden kalkış yaptıkları ve nereye gittikleri İstanbul Hava Trafik Kontrol Merkezinden ve Atatürk Havalimanı Kulesinden rahatlıkla takip edilmiştir.
Ne yalan söyleyeyim, 15 Temmuz darbe girişimine karşı yapılan darbenin en zor kısmı Atatürk Havalimanı Kule kısmıymış. Yada bana öyle geliyor, çünkü çok teknik konular ve olasılık var. O yüzden yazının devamında danıştığım bir askerin bana yaptığı açıklamalara yer vereceğim. İlk kez okuyanlar için şu açıklamayı yapmam gerekiyor, havaalanında tanklar varken, Erdoğan’ın içinde bulunduğu ATA uçağının yanında F-16’lar uçuyorken ve Erdoğan dönemin 1. Ordu Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanı ve Genel Kurmay Başkanı’yla hiçbir irtibata geçmemişken o havaalanına hangi güvence ve cesaretle indi. Kuledekiler darbeci albay ve binbaşının yanında nasıl bir şifreyle Erdoğan’ın uçağının kaptanıyla irtibata geçti. Bu işin bu kadar kolay olmadığına inanıyorum yada çok başarısız bir tiyatro var.
İSTANBUL HAVA TRAFİK KONTROL MERKEZİ VE ATATÜRK HAVALİMANI KULESİNİN ASKERİ TRAFİKLER KONUSUNDAKİ BİLGİLERİ
Türkiye’nin hava sahasında uçan tüm askeri uçaklar, aynen sivil uçaklar gibi, sürekli olarak kendilerini tanıtıcı sistemi açık tutarak uçmak zorundadırlar. Sivil-askeri tüm uçakların açık tutmak zorunda olduğu bu sisteme askeri literatürde IFF (Identification Friend or Foe – Dost Düşman Tanıma Sistemi) sistemi denmektedir. (1) IFF sistemi mutlaka her kalkıştan önce açılır ve inişten sonra kapatılır. IFF sistemi onu taşıyan uçağın özgün kimliği gibidir. Önceden belirlenmiş kodlar sayesinde uçağın askeri mi sivil mi olduğu anlaşılabilir. En önemlisi bir uçağın açık olarak uçması, onun havacılık kurallarına uyma yönünde ve kendini gösterme yönünde bir niyeti ve eğilimi olduğunu gösterir. IFF sistemi sayesinde bir uçağın bulunduğu nokta ve yükseklik askeri radarlar ve sivil otoriteler tarafından sürekli takip edilir.
Türkiye’nin Hava Sahasındaki trafikleri düzenleyen kurallar gereği her askeri uçak, kalkıştan önce uçuş planı doldurmak zorundadır. Eğer yapılacak uçuş, askeri sahaların dışında, sivil hava sahasında yapılacaksa, uçuş planının sivil havacılık otoritelerine (bulunulan noktaya bağlı olarak Ankara ve İstanbul Hava Trafik Kontrol Merkezleri (2) gönderilmesi ve önceden sivil otoritelerden izin alınması şarttır. O geceki uçuşlarda bu uygulamanın yerine getirilmediği düşünülmektedir. Ancak durum böyle de olsa, sivil otoriteler o geceki uçuşların tamamını takip etmişlerdir.
Atatürk Havalimanı Kulesinde, havalimanına göre yaklaşık 90 km. mesafeye kadar uzaklıkta olan tüm trafikler bir radar ekranı üzerinden takip edilmektedir. Dolayısıyla o gece İstanbul üzerinde uçan F-16’ların nereden kalkış yaptıkları, nereye gittikleri, nerede bekledikleri ve nereye döndükleri İstanbul Hava Trafik Kontrol Merkezinden ve Atatürk Havalimanı Kulesinden rahatlıkla takip edilmiştir.
Türkiye’nin hava sahasında sivil ve asker uçuşların koordinasyonu için Ankara Esenboğa’daki Ankara Hava Trafik Kontrol Merkezinde Hava Kuvvetlerine bağlı olan ve hava trafik ihtisaslı askeri personelin çalıştığı Hava Savunma Bildirim Merkezi bulunmaktadır. 15 Temmuz’da bu merkez görevine devam etmiş ve sivil otoritelere o geceki askeri uçuşların takibi konusunda yardımcı olmuş olmalıdır.
Türkiye’deki tüm askeri uçuş planlamaları önceden Eskişehir’de bulunan Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezine (BHHM), bildirilmektedir. BHHM askeri uçuşları, kendisine bağlı askeri Radarların Harekât Odaları vasıtasıyla sürekli takip eder. BHHM ve askeri radarların tamamı 15 Temmuz’da darbe girişiminin tamamen karşısında hareket etmişlerdir. BHHM’nin bir görevi de askeri uçuşlar konusunda, İstanbul ve Ankara Hava Trafik Kontrol Merkezleriyle sürekli koordinede bulunmaktır. Bu koordinasyon aradaki direkt telefon hatları ve karşılıklı gönderilen personel vasıtasıyla sağlanmaktadır. 15 Temmuz gecesi BHHM bu görevini yerine getirerek F-16 ve KC-135 uçuşları konusunda sivil otoritelere gerekli bilgileri vermiş olmalıdır. Aynı sorumluluk sivil otoriteler için de geçerlidir. Sivil otoriteler de tanımlayamadıkları trafikler ya da kendileriyle temasta bulunmayan askeri trafikler konusunda BHHM, askeri radarlar ve askeri meydanlardaki kuleler ile sürekli koordine kurmak zorundadır. Tüm askeri meydanlardaki kulelerin ve askeri Radar Harekât Odalarının sivil hava sahası otoriteleriyle direkt telefon hatları vardır.
Akıncı Hava Üssündeki uygulama gereği, buradan havaya kalkan ve üsse dönen tüm uçaklar Akıncı Meydanına göre yaklaşık 70-80 km. mesafeye kadar, sivil otoriteye bağlı Esenboğa Yaklaşma Kontrolünde uçmak zorundadır. Akıncıdan kalkan F-16’lar o gece Esenboğa Yaklaşma ile temas kurmuş ve kurmamış olmalarına bakmaksızın, uçuş emniyeti ve uçuşta ayrım için Esenboğa Yaklaşma tarafından izlenmek zorundadır. Esenboğa Yaklaşma kendisi gibi Esenboğa Havalimanında konuşlu Ankara Hava Trafik Kontrol Merkezi ile sürekli temas halindedir ve F-16 trafik bilgilerini bu merkezle sürekli paylaşmaktadır. Ankara Hava Trafik Kontrol Merkezi de bu tür bilgileri sürekli olarak İstanbul Hava Trafik Kontrol Merkezi ile paylaşmaktadır.
Akıncı İddianamesinin ekinde, darbe girişimine katıldığı iddia edilen F-16’ların ve KC-135 Havada Yakıt İkmali uçaklarının o geceki tüm uçuş izleri bulunmaktadır ve bu izler aşağıda gösterilmiştir. 15 ve 16 Temmuz’da uçan tüm F-16’lar ve KC-135’ler IFF sistemlerini açık tutarak uçmuşlardır. Bu durum, Ankara yakınındaki Akıncı Hava Üssünden kalkan F-16 uçaklarının ve Adana’daki İncirlik Hava Üssünden kalkan KC-135 uçaklarının tamamının sivil havacılık otoriteleri tarafından takip edildiğini göstermektedir.
Sonraki yazımda da Rus istihbaratının Türkiye’deki uçakları kilitleyip kilitleyemeyeceği konusuna açıklık getireceğim yada getirmeye çalışacağım.
(1) İstanbul ve Ankara Hava Trafik Kontrol Merkezlerine bağlı olan ve Türkiye’nin farklı noktalarına yerleştirilmiş sivil radarlar sivil ve asker tüm uçakları ancak IFF sistemi açık ise görebilmektedir. Aksi halde sivil merkezler uçuşları takip edemezler. Bunun aksine askeri radarlar ise IFF sistemi açık olmasa dahi sivil ve askeri uçakları kullandıkları radar sinyalleri ile takip edebilmektedir.
(2) Sorumluluk alanları olarak, Türkiye Hava Sahasının ortası ve doğusu Ankara Hava Trafik Kontrol Merkezi, batısı ise İstanbul Ankara Hava Trafik Kontrol Merkezi tarafından kontrol edilmekte ve yönetilmektedir.