Özkök’ün yazısının ilgili kısmı şöyle:
"HANDE Fırat’ın “24 Saat: 15 Temmuz’un Kamera Arkası” adlı kitabının 21 ve 22’nci sayfasındaki çok önemli bir ayrıntıyı atlamışım.
Geçen gün kitabı yeniden gözden geçirirken farkına vardım.
***
Hande Fırat 15 Temmuz gecesi saat tam 22.10.39’da editörü ile konuşuyor.
Sonra Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü’yü arıyor ama ulaşamıyor.
*
Ondan sonra, yani 22.10’dan bir süre sonra, MİT Basın Danışmanı Nuh Yılmaz’ı arıyor.
Şimdi aralarında geçen şu konuşmaya çok dikkat.
*
- HANDE FIRAT: “Selam Nuh ne oluyor?”
- NUH YILMAZ: “Ne ne oluyor?”
- HANDE FIRAT: “Garip bir hareketlilik…”
- NUH YILMAZ: “Haberim yok.”
- HANDE FIRAT: “İyi de asker, polisin silahını almış. Güvenilir kaynaklarım hareketlilik var diyor.”
- NUH YILMAZ: “Bakıp arıyorum hemen seni.”
*
Aynı dakikalarda o binanın bodrum katında bulunan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e, asansördeyken eşinden telefon geliyor.
Eşi ona Boğaz Köprüsü’nün kesildiğini, darbe söylentisi olduğu haberleri geldiğini söylüyor.
*
Bürokratın eşi öğrenmiş.
Gazeteci öğrenmiş.
Gazetecinin kaynakları öğrenmiş.
Ama MİT “Haberimiz yok” diyor…
*
Ama nasıl oluyorsa bu arkadaş, üç-beş saat sonra “Darbe püskürtüldü” diye açıklama yapıyor."
Ertuğrul Özkök