Hizmet Hareketi'ne yönelik son dört yıldır kesintisiz süren operasyonlar, Olağanüstü Hal döneminde on binlerle ifade edilen kitlesel gözaltılara dönüştü.
Cumhuriyet tarihinde görülmeyen 1 günde 5 bin kişinin gözaltına alınması gibi operasyonlarda toplam 150 bin kişi gözaltına alındı, bunlardan 50 bine yakını tutuklandı.
TEK KİŞİ POLİSE DİRENMEDİ
Bu operasyonların hiçbirinde polise karış mukavemet gösteren olmadı. Şafak baskınlarında öğretmenler, mühendisler, akademisyenler, polisler, hakimler, savcılar, işadamları, kadınlar, erkekler ve öğrenciler gözaltına alındı. Hiçkimse en küçük bir direniş ya da şiddet içeren davranışta bulunmadı.
Hükümetin dünyaya açıklamakta güçlük çektiği bir durumdu bu. Hizmet'i terör örgütü olarak anlatıyorlardı. Ama 150 bin gözaltı olayında polisle hiçbir gerilimin yaşanmaması "terör örgütü" tanımına uymuyordu ve dünyada kimseyi ikna etmiyordu.
KURGU DİRENİŞ
İşte bu noktada Mehmet Ağar tarzı devreye girdi. Sağ kolu Süleyman Soylu eliyle İçişleri Bakanlığı'nı yöneten Mehmet Ağar, OHAL döneminde Emniyetteki tüm kilit noktalara ekibini yerleştirdi.
Geçmişte infaz listelerinde olan Kürtler ve Sosyalistleri ev baskınlarında katleden Ağar ekibi, silah bulunmayan evlere PKK'dan ele geçirilmiş kalaşnikofları bırakmalarıyla biliniyor.
Her alanda 90'ları yaşayan Türkiye, bu alanda da 90'ların yöntemlerine dönüyor. Artık adam kaçırma, nezarethaneden gözaltındaki kişileri alıp ormanlık alanlarda yasa dışı sorgulama rutin uygulamalara döndü.
Şimdi ise dünyaya Hizmet Hareketi'ni silahlı bir örgüt olarak sunmak için 90'ların kurgu kanlı operasyonları tekrar sahne alıyor.
Hizmet Hareketi'ne gönül vermiş ama henüz gözaltına alınmamış insanların evlerinin etrafında tuhaf sivil arabalar dolaşıyor. Keşifler yapılıyor.
Bu evlerden birine Ağar'ın Özel Harekat Polisleri'nin kanlı bir baskın yapıp, eve kalaşnikoflar bırakması ise an meselesi. PKK operasyonlarında ele geçirilen silahlardan ya da Suriye'den getirilen bu silahlar operasyonun kurgusuna göre değişecek.
İŞARET FİŞEĞİ MALEZYA'DAN
Tayyip Erdoğan'ın milyarlarca dolar parasının bulunduğu Malezya'da geçtiğimiz günlerde üç Türk eğitimci gözaltına alındı. Malezya hükümeti tarafından "IŞİD" nedeniyle sorgulandıkları açıklandı. The Guardian Gazetesi, Malezya'nın en modern okullarından birini kuran kişilerin IŞİD'la nasıl bir ilişkisi olabileceğini sorguladı ve "eğitim" ile "IŞİD" kelimelerinin yan yana gelemeyeceğini vurguladı.
Dünya yine inanmadı ama Malezya'da işaret fişeği verilen operasyon Türkiye'de kanlı bir baskına doğru ilerliyor.
KAÇIRILAN 7 HİZMET GÖNÜLLÜSÜ
Ağar ekibinin "kokteyl terör örgütü" kurgusu ekseninde belki de bir aydan fazla zaman önce kaçırılan 7 Hizmet gönüllüsü ile bir IŞİD'lı ya da PKK'lı aynı evde infaz edilebilir. Yanlarına kirli silahlar konularak. Ya da masum bir öğretmen katledilebilir.
POLİS TELSİZLERİNDEN HAZIRLIK
Son günlerde polis telsizlerinden bu kurgunun hazırlığı veriliyor. Hizmet'e yönelik operasyonlarda ilginç biçimde birileri düğmeye basmışçasına "direniş bekleniyor" anonsları yapılıyor ve Özel Harekat'a "hazır olun" talimatları veriliyor. Yandaş medyada bu yönde haberler yapılıyor. Tipik Ağar tarzı zemin oluşturma çalışmalarını, kanlı bir baskının izlemesi muhtemel.
NE YAPARLARSA YAPSINLAR
Karlov suikastiyle Hizmet Hareketi'ni ilişkilendirme bizzat Recep Tayyip Erdoğan'ın ağzından yapıldı. Ancak bütün dünya suikastçi Mevlüt Mert Altıntaş'ın El Nusracı olduğunu biliyor. Yandaş medyanın yayınları bu gerçeği değiştiremedi.
Kuşkusuz bu kurgu kanlı baskın planları da tutmayacak... Ancak bunu yine de deneyebilecekleri göz önünde bulundurulmalı!