Kocaeli merkezli 8 ili kapsayan polislere yönelik operasyonda gözaltına alınan, tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalan polislerin ikinci duruşması bugün yapıldı. Başka bir suçlama sebebiyle tutuklu iki polise, savunmalarını yapmaları için 190 sayfalık iddianamenin 4 sayfaya indirgenerek, bu şekilde gönderildiği öğrenildi. Söz konusu polisler, bu şekilde savunma yapamayacaklarını, iddianamenin tamamının ve eklerinin gönderilmesini talep etti.
2014 yılının yıl ekim ayında, Kocaeli merkezli 8 ili kapsayan polise yönelik operasyon yapılmıştı. Operasyon kapsamında gözaltına alınan 11 polis, tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalmıştı. Söz konusu polislerin ilk duruşması geçen aylarda yapılmıştı. İkinci duruşması ise bugün Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, başka bir suçlama sebebiyle Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski şube müdürlerinden Özgür Nikbay ve polis memuru Metin Canbay telekonferans sistemi ile katılırken, tutuksuz 11 sanık ile avukatları ve 60 müştekiden sadece 10'u hazır bulundu.
Duruşma başında sanıkların avukatları, duruşmaların kamera kaydına alınmasını talep etti. Ancak mahkeme başkanı, bu talebi reddetti. Duruşmada, cezaevinde tutuklu bulunan eski şube müdürlerinden Özgür Nikbay ve polis memuru Metin Canbay'a telekonferans sistemiyle bağlanıldı. Canbay ve Nikbay, 190 sayfalık iddianamenin 4 sayfaya indirgenerek kendilerine ulaştılırdığı belirterek, "190 sayfalık iddianemi küçültülerek 4 sayfa olarak bize geldi. Bu şekilde savunma yapamayız. Sağlıklı bir savunmanın olabilmesi için iddianamenin tamamının ve eklerinin bize gelmesini talep ediyoruz." dedi.
İddianameyi tam olarak gönderdiklerini ancak cezaevinden küçültülüğünü ifade eden mahkeme başkanı, "İddianamenin tamamının size ulaştırılmasını sağlarız. Ancak ekleri gönderme zorunluluğumuz yoktur. İsterse avukatlarınız eklere bakabilir." diye cevap verdi. Canbay ve Nikbay ise avukatların eklerdeki konulara uzmanlık alanları olmadığı için hakim olamayacağını, kendilerinin görmesi gerektiğini ve bu şekilde savunma yapabileceklerini anlattı. Ancak mahkeme başkanı, ekler kısmını reddini yineledi.
Polislerden şikayetçi olan 60 müştekiden sadece 10'un duruşmaya katılması dikkat çekti. Duruşmaya katılan müştekiler, neden dinlenildiklerini bilmediklerini, şikayetlerinin devam ettiğini söyledi. Öte yandan, sanık avukatlarının bazı talepleri mahkeme başkanı tarafından reddedildi. Bu sebeple, avukat ve mahkeme başkanı arasında zaman zaman gerginlik yaşandı.
Duruşma 21 Mart tarihine ertelendi.
ÖZTÜRK: EVLERİMİZDEN EŞKIYA GİBİ TOPLANDIK
Öte yandan, birinci duruşmada savunma yapan, Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Eski İstihbarat Şube Müdür Ali Öztürk, suçlamaları kabul etmemişti. Öztürk, şunları kaydetmişti: "İstihbarat şubede 2 tür dinleme yapılır. Bunlardan ilki alınan duyum ve yapılan çalışmalar sonucunda suçun önlenmesine yönelik olan istihbarı dinlemedir. Eğer dinleme sırasında herhangi bir delile ya da suç unsuruna rastlanmaz ise dinlemeye son verilir ve kayıtlar imha edilir. Diğer dinleme ise adli dinlemedir. Dinleme sırasında ulaşılan deliller ile suç unsuruna rastlanır ise adli birimlere bilgi verilir ve operasyon düzenlenir. Bu yüzden alınan bazı dinleme kararları sonrasında, suç unsuruna rastlanmayan dinlemeler adli mercilere bildirilmemiştir. Hakkımda yer alan iddialarda dinleme yapılacak kişilerin kimlik bilgilerine yer verilmediği yer almaktadır. Oysa bütün evraklarda kişilerin ad ve soyadı yazmakta kimlik numaraları bulunmaktadır. Oysa MİT tarafından yapılan dinlemelerde gazeteciler kod isimler ile dinlenmiş ve açılan davalarda da herhangi bir işlem yapılmamıştır. MİT'e ayrı davranılmakta, bize ayrı davranılmaktadır. Biz evlerimizden eşkıya gibi toplandık. Bu nedenle kanuna olan itimadımız sarsılmıştır.
"BEN ÖRGÜT LİDER İSEM HANGİ ÜYEME İŞİ KONUSU DAHİLİNDE OLMAYAN BİR EMİR VERDİM"
Dinlemeler sırasında unvan yazılmaz. Çünkü hukuk karşısında herkes eşittir. Emniyet görevlisi de suç işliyor. Örnek verecek olursak Eski Kocaeli İl Emniyet Müdürü Erdinç Sarıalp zamanında gözaltına alınıp tutuklanmıştır. Biz yazanın emrettiğini yaptık. Ancak kanunları uyguladığımız için yargılanıyoruz. Burada herhangi bir suç itham edilmem doğru değildir. Sanal bir iddia ile açılan soruşturmada örgüt lideri olduğum söyleniyor. Ben örgüt lider isem hangi üyeme işi konusu dahilinde olmayan bir emir verdim. Ya da hangi olmayan bir göreve gönderdim. Burada yargılanan ben ve diğer kişiler herhangi bir örgüte üye değildir. Hepimiz emniyet teşkilatının birer neferiyiz. Bu davaya konu olan soruşturma ve iddialar 17 ve 25 Aralıkta yapılan operasyonlar sonrasında suç ve suçlu üretebilir miyiz düşüncesi ile yapılmıştır. Suçsuzum beraatımı istiyorum."iddianeme-4-sayfaya-indirgenerek-verilmis-1982358.htm'> CİHAN