Doğalgaza önce 31 Temmuz’da ardından da 31 Ağustos’ta olmak üzere üst üste 2 kez yüzde 14,9’luk zam yapılması, hem hane halkının hem de üreticinin enerji faturasını kabartacak.
Makine Mühendisleri Odası’nın Enerji Bakanlığı ve Enerji Piyasasaı Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerini baz alarak yaptığı çalışmaya göre, Aralık 2017’den Eylül 2019’a kadar geçen süreçte doğalgaza konutlarda yüzde 64, büyük sanayi kuruluşlarına yüzde 120, elektrik santrallerine ise yüzde 110 zam geldi.
2019 başından bugüne kadar geçen sürede ise konutlara gelen zam oranı yüzde 41. Büyük sanayi kuruluşlarına yüzde 15 ve elektrik üretiminde kullanılan doğalgaza yüzde 3 zam yapıldı. Geçen yıl 100 metrekarelik bir hanenin ortalama yıllık doğalgaz gideri ise bin 220 lira olarak gerçekleşti. 2019 yılında yapılan zamların ardından bu tutarın bin 720 TL’ye çıkacağı hesaplanıyor.
Peki bu zam yağmurunun arkasında ne var?
Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalıma Grubu Başkanı Necdet Pamir’e göre, yanlış enerji politikaları ve enerjide aşırı dışa bağımlılık, küresel piyasalarla uyumlu olmayan bu zam dalgasının en önemli nedenleri. Bununla birlikte artan bütçe açığı dolayısıyla Hazine’nin kaynak ihtiyacı da doğalgaz zammının arkasında yatan nedenler.
7 aylık açık 70 milyar TL’ye dayandı
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, 2018 yılı Ocak-Temmuz döneminde 45 milyar TL açık veren bütçe, 2019 yılı Ocak-Temmuz döneminde 68.7 milyar TL açık verdi. Bütçe açığını dengelemek için Temmuz ayı sonunda Merkez Bankası’na ait ihtiyaç akçesinin yarısına karşılık gelen 21 milyar TL de Hazine'ye aktarıldı.
Ancak bütçe açığındaki artışın sürmesi, yeni kaynak ihtiyacını tekrar ortaya çıkaracak. Bu noktada doğalgaz zamları önemli bir işlev görüyor.
Türkiye’nin tükettiği enerji içerisinde doğalgazın payının yaklaşık yüzde 23 olduğunu dile getiren Necdet Pamir, ülkenin yıllık doğalgaz ihtiyacının yüzde 99,7’sinin ise ithalat yoluyla karşılandığına işaret ediyor.
Toplam enerji ithalatına ödediği miktar ise 2018 yılında yüzde 15,6 artışla 43 milyar dolar olmuştu. Pamir, petrol ürün fiyatlarına bağlı olarak dolar üzerinden yapılan bu ithalatın Türkiye ekonomisi üzerine çok büyük bir yük olduğunu vurguluyor.
Bu olguyu değiştirmeden, Türkiye’nin enerji sektörünü toparlamanın mümkün olmadığını belirten Pamir, "Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarımız atıl dururken, ithalata çok büyük miktarlarda para ayırıyoruz. Dolayısıyla doğalgaz ithalatında bu kadar bağımlılık ve zam sarmalı enerji politikalarındaki yanlışlıktan geliyor" diyor.
"Küresel doğalgaz fiyatları düşüyor"
Petrol mühendisi Pamir, doğalgaz fiyatlarını belirleyen ana unsur olan petrol fiyatlarına bakıldığında doğalgaz fiyatlarının küresel çapta düşüş eğiliminde olduğuna dikkat çekiyor.
Pamir, "2018'de Brent tipi petrolün varili 71,2 dolar iken, 2019'da bu rakam 65,2 dolara geriledi. 2020'de de 65 dolar olacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla bu zamların petrol fiyatları ile bir ilgisi yok" diye konuşuyor.
Pamir, Dolar kurunda bir önceki yıla göre artışın, ithalat fiyatlarında artışa neden olabileceğine katılıyor ama buna bir ek getiriyor: "Hükümet, zam ihtiyacının dolar kurundaki artıştan doğduğunu söyleyebilir. Ama kurdaki artışın da hükümetin yanlış ekonomi ve dış politikası nedeni ile ortaya çıktığını biliyoruz. Bütçede sıkıntılar sürdükçe, yılsonuna kadar hem doğalgaz hem de elektirkte yeni zamlar olabilir" yorumunu yapıyor.
Doğalgazın yüzde 47’si Rusya’dan geliyor
Doğalgaz ithalatında en önemli ülke, son dönemde hem diplomatik hem de askeri alandaki işbirliklerinin giderek arttığı Rusya. Pamir, 2018 sonu itibariyle doğalgaz ithalatının yüzde 47’sinin Rusya’dan yapıldığını hatırlatıyor.
Pamir, "Ayrıca Rusya’ya ham petrol ve petrol ürünleri ithalatında yüzde 25,2 oranında, taş kömürde yüzde 40,1 oranında bağımlıyız. Bir de Akkuyu Nükleer Santrali uygulamaya geçerse nükleer enerjide de yüzde 100 bağımlı olacağız" değerlendirmesini yapıyor.
"Hükümet zam değil vergi koyuyor"
DW Türkçe’ye konuşan Ekonomist Mustafa Sönmez’e göre, doğalgaz zammını bir tür "vergilendirme" olarak okumak gerekiyor. Sönmez, hükümetin tıpkı sigara ve alkol ürünlerine yaptığı aşırı zamlar gibi doğalgaz üstünden de adeta kullanıcılardan vergi tahsil ettiğini öne sürüyor.
Ekonomist, "İçki veya sigarayı azaltabilir ya da bırakabilirsiniz ama doğalgaz açısından böyle bir şey söz konusu değil. Doğalgaz haneler ve sanayi tesislerinin vazgeçemeyeceği bir madde. Bu nedenle kış kendini hissettirmeye başlayınca oluşacak kabarmış faturalar, toplumun pek çok kesiminde tepkiye neden olacaktır" yorumunu yapıyor.
Sönmez ayrıca doğalgaza gelen zamların ekonomide zincirleme bir etki oluşturacağı, artan maliyetlerin önce ürün ve hizmetlere yansıyacağı, ardından da enflasyonu yukarı çekeceği görüşünde.
Sönmez, "Hazine o kadar sıkışmaya başladı ki, bu tehlikeli oyuna da başvurmak zorunda kaldılar. Önümüzdeki günlerde doğalgaza yeni zamlar da gündeme gelebilir. Hazine’nin gelir ihtiyacı arttıkça zamların devamı gelecektir" diyor.
Sanayiciler tepkili
Doğalgaz zammı, sanayici cephesinde de büyük tepki ile karşılandı. Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2019 ikinci çeyrek büyüme verilerine göre, yılın ikinci çeyreğinde sermaye yatırımlarında sert fren yapan sanayiciler, doğalgaz zamları sonrasında yılın geri kalanında da yatırımdan uzak duracağa benziyor.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, zam kararının sanayicilerle fikir alışverişi yapılmadan uygulamaya geçirilmesine karşı çıktı.
Zamların gece yarısı ve hafta sonlarına denk getirilmesini de üzücü bulduklarını söyleyen Bahçıvan, zamların üretim ekonomisine zarar verebileceği ve destek oldukları enflasyonla mücadele programı ile de bağdaşmadığı görüşünde.
Abone sayısı 15 milyona ulaştı
Bugün itibariyle Türkiye'nin 81 ilinde doğal gaz dağıtım faaliyeti yapan toplam 72 tane doğal gaz dağıtım şirketi bulunuyor.
Türkiye Doğalgaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) verilerine göre, 2018 sonu itibariyle Türkiye’de doğal gazda abone sayısı 15 milyona ulaşırken, doğalgazdan faydalanan nüfus 60 milyonu aştı.
Geçen yıl tüketimin 20 milyar 483 milyon metreküpü elektrik üretim santrallerinde, 15 milyar 78 bin metreküpü sanayide ve 13 milyar 301 milyon metreküpü de konutlarda gerçekleşti.
(Aram Ekin Duran - Deutsche Welle Türkçe)