Afyon – Kütahya bölgesine hizmet etmesi için Yap İşlet Devret (YİD) yöntemiyle yapılan Zafer Havalimanı‘nda 2021 yılı için taahhüt edilen yolcu sayısı 1 milyon 317 bin kişi iken, yılın ilk ayında bu havalimanını toplam 61 yolcunun kullandığı ortaya çıktı.
T24‘ten Mehmet Y. Yılmaz, yapımcı şirket havalimanını 29 yıl 11 ay boyunca işletecek ve her yıl eksik kalan yolcu sayısı kadar parayı Hazine’den tahsil edeceğini yazdı.
Yılmaz’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
Tipik bir örnek olarak Zafer Havalimanı
Afyon – Kütahya bölgesine hizmet etmesi için Yap İşlet Devret (YİD) yöntemiyle yapılan Zafer Havalimanı’nda 2021 yılı için taahhüt edilen yolcu sayısı 1 milyon 317 bin kişi.
Yılın ilk dört ayında bu havalimanından 61 yolcu uçağa binmiş ya da inmiş.
Hadi diyelim ki pandemi nedeniyle insanlar uçağa binmekten korktular, bu yıl onun için yolcu sayısı düşük çıktı.
Bu havalimanına inebilecek normal uçaklar, tek kabinli ise 190 yolcu taşıyabiliyor. Uçakta Business bölümü de var ise bu rakam düşüyor, biz Business bölümünün olmadığını var sayalım.
Bu durumda taahhüt edilen yolcu sayısını taşıyabilmek için yılda 6 bin 931 uçak gerekiyor.
Bu da günde 19 uçak demek. On uçak inecek, dokuz uçak kalkacak ve bütün uçaklarda boş koltuk kalmayacak.
Afyon ve Kütahya’nın toplam nüfusu şu anda 1 milyon 300 bin kişi civarında.
Yani bu iki ilimizde yaşayan her birey, yılda bir kere uçağa binmeli ki havaalanı için verilen yolcu garantisi rakamına ulaşılsın.
Bu havalimanını, yapımcı şirket 29 yıl 11 ay süresince işletecek.
Ve her yıl eksik kalan yolcu sayısı kadar parayı Hazine’den tahsil edecek.
Afyon – Kütahya – Uşak bölgesinde nasıl bir nüfus artışı ve buna bağlı yolcu sayısı artışı hesaplanmış olmalı, düşünebiliyor musunuz?
Bu basit bir memurun hesaplama hatası mıdır, yoksa kamu kaynaklarının iş yapıyoruz görüntüsü altında bazı şirketlere bahşedilmesi mi?
Bu işe onay verip, ihaleyi yapanlar, ilgili bakandan başlayarak bunun hesabını açıklayabilir mi?
Havalimanının temeli atılırken Çevre ve Orman Bakanı olan Veysel Eroğlu, havalimanının yapılmasıyla birlikte “Kütahya, Afyonkarahisar ve Uşak’ın, sadece Türkiye’de değil, dünyada kaplıca turizminin, termal turizmin, sağlık turizminin, kongre turizminin başkenti olacağını” söylemiş.
Aynı şeyi havalimanını hizmete açarken o vakit sıfatı Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan da vurgulamış: Avrupa ülkeleri yapılacak anlaşmalarla kendi vatandaşlarını termal turizmden istifa etmek üzere Türkiye’ye gönderecekler!
Ancak bu kadar yolcuyu yatıracak otel yok, orası ayrı mesele tabii.
Temel atılırken “eski Ulaştırma Bakanı” sıfatıyla Binali Yıldırım, “kaynakları israf etmemek için” bu havalimanının iki kentin ortasındaki bir bölgeye yapıldığını anlatmış.
Fıkra gibi!
Bu havalimanı, her şeyiyle Türkiye’de yandaş müteahhit zengin etmenin tipik bir örneği.
Bu özelliğiyle bir üzerine bir belgesel çekilmesini hak ediyor.
Benim merak ettiğim ise havalimanına bol keseden verilen yolcu garantisinden gelen zenginliğin nasıl paylaşıldığı.
Bal tutan parmağını yaladı mı, yoksa yalamakla bitmedi de kavanozu da mı kaldırıp, eve götürdüler?