İktidar, kurban derilerini toplama konusunda genelge yayımlayarak yasak getirdi. Hürriyet gazetesinde “Gülen Cemaati'ne deri yasağı” başlığıyla yer alan habere göre Hizmet Hareketi'nin kurban derisi toplamasını engellemek için İçişleri Bakanlığı, 81 ilin emniyet müdürlüğüne yazılı emir gönderdi. İbadet hürriyetini ortadan kaldıran ve Anayasa'ya aykırı talimatta ‘Cemaat adına kurban derisi toplayanlar hakkında terör örgütüne yardım ve finansal destek sağlamaktan işlem yapılması' istendiği ileri sürüldü. Hükümet ve İçişleri Bakanlığı kanadından gün boyunca ilgili haber ve iddialara ilişkin yalanlama gelmedi.
Son dönemde iktidarın attığı adımlar, darbe dönemlerini aratmıyor. Önce Kırmızı Kitap olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne (MSB) toplumun geniş kesimleri tehdit olarak eklendi, şimdi kurban derisi toplama yasağı geri geldi. Bazı dernek ve vakıflara yönelik yasak, İçişleri Bakanlığı'nın genelgesiyle getirildi. 81 ilin valiliklerine ve emniyet müdürlerine gönderilen genelgede, deri toplayan yardım kuruluşlarının yakın takip altına alınması istendi. ‘Paralel yapı' bahanesi, yasağa gerekçe yapıldı. İzinsiz olarak yardım toplayan kişi ya da gruplar hakkında ‘terör örgütüne yardım ve yataklıktan' işlem yapılması, ayrıca toplanan yardımlara el konulması istendi. İktidar yanlısı Sabah Gazetesi de dünkü haberinde 28 Şubat benzeri karar için ‘ülke genelindeki kurban kesimlerinin ve bağışlarının yakın takibe alındığı' ifade edildi.
12 EYLÜL'LE BAŞLADI, 28 ŞUBAT'LA ZİRVEYE ÇIKTI
Kurban derisi ve yardım toplama tartışması 12 Eylül darbesinden bu yana ülke gündeminden düşmüyor. 1983'te deri toplama yetkisi THK'ya verildi. Çıkarılan genelgelerle de deri toplayan hayırseverlere sıkı baskılar uygulandı. Turgut Özal'ın liderliğindeki ANAP hükümetleri yasakçı uygulamaları kaldırdı. 28 Şubat sürecinde de Türk Hava Kurumu dışında deri, fitre ve zekat toplayanlara sıkı tedbirler uygulandı. Tarihî 28 Şubat MGK toplantısındaki 18 maddeden biri kurban derisine ayrılmıştı. Dini kuruluşların deri toplamasına yasak getirilmesi istenmişti. 28 Şubat sürecinden sonra AKP hükümeti yasağı fiilî olarak kaldırdı. 2010'daki referandumdan sonra da çıkardığı yönetmelikle özgürlüğü genişletti. Dönemin Başbakanı Erdoğan, “Anayasa ve yasalara tamamen aykırı, insan hak ve hürriyetlerine ters bir durum oluşturulmuştu. Vatandaşımız, bundan sonra yardımlarını hür iradesiyle istediği yere verebilecek” demişti. Geçen yıl kısıtlama getirilmesi yönünde atılan adım, tepkiler üzerinden geri çekilmişti.
28 Şubat zulümlerinin aynısını yapıyorlar
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve eski Refah Partisi Milletvekili Mehmet Bekaroğlu: Bunlar (AK Parti) 28 Şubat'ta yapılanların aynısını yapıyorlar. En çok bildikleri şey bu. En çok onlardan öğrenmişler. Başka da hiçbir şey bilmiyorlar. O dönemde hak, hukuk, adalet, özgürlük, yasalar her şey askıya alınmıştı. Şimdi de maalesef aynı şeyler yapılıyor. Bu bir 28 Şubat uygulaması, başka hiçbir şey değil. Kanunsuzluk ve hukuksuzluk.
Bunca yıl sonra aynı noktaya geldik
Eski DYP Milletvekili Ümmet Kandoğan: 28 Şubat'ta Mudanya kaymakamı olduğum dönem kurban derisi bağışladığım için hakkımda soruşturma başlatılmıştı. Benimle ilgili suç duyurusunda bulundular. Dönüp bakıyorum. Bunca yıl sonra aynı noktaya gelmiş maalesef. Kendini muhafazakar-demokrat olarak tanıtan iktidar, kesilen kurbanın nereye verilip verilmeyeceğine dahi müdahale ediyor. Türkiye'yi 28 Şubat sürecinden çok daha gerilere götürdüler. Dinî vecibesini yerine getiren birisi kurban derisini istediğine bağışlar. Devletin müdahalesi son derece yanlış. Bu dönem de sona erecek ve yapılanların hesabı mutlaka sorulacaktır.