Üç aylar ve özellikle mübarek geceler bir affetme-affedilme mevsimidir. Gönüllerin daha bir ümitle Merhameti Sonsuz’un kapısına yöneleceği, bağışlanma dileyeceği, kendini sevdirmeye çalışacağı bu zaman dilimi ve içindeki geceler, bizim için bir başlangıç noktası olabilir. Kısa bir zaman da değil, tam üç ay. On iki aydan üç ayı, bize özel sunulmuş bir fırsatlar kuşağı..
ŞABAN AYININ FAZİLETİ
Üç aylar deyince hemen aklımıza, mübarek bir zaman dilimi gelir. Bu aylar, Receb, Şaban ve Ramazan aylarıdır. En kıymetli ay, 1000 ayın (yaklaşık 84 yıllık ömrün) meyvesini, sevabını ve faziletini içinde barındıran Kadir gecesinin bulunduğu Ramazan ayıdır. Dolayısıyla, Receb ve Şaban ayları, bu en faziletli ay ve gece için birer hazırlık mahiyetindedir.
İçinde bulunduğumuz Şaban ayı, bir taraftan bereketli mevsimin aylarından biri olan Receb ayının geçtiğini haber verirken, diğer taraftan ayların sultanı Ramazan’ın iyice yaklaştığını bizlere müjdeler. Sanki bizlere; “Uyanın! Ramazan yaklaşıyor” der gibidir. Evet, bu aydınlık zaman dilimlerinin değil saniyelerini belki âşirelerine kadar değerlendirmek bir kadirşinaslık gereğidir. Bad-i hevâ geçen ömrü bereketlendirmenin en kestirme yolu olan bu zaman dilimleriyle –değerlendirildiği takdirde- dünyevî işlerimize ait karanlık zaman dilimleri dahi aydınlanır. Zira hadis-i şerifte “Şaban günahları temizleyendir” buyrulmuş ve Şaban ayının günah işlenen karanlık zaman dilimlerini aydınlattığına işaret edilmiştir. Bediüzzaman Said Nursî hazretlerinin ifadesiyle bu ay müminler için en kârlı ve kazançlı fırsattır. Çünkü Şaban’ın değer ve kıymetini arttıran en önemli tarafı, diğer aylara göre (Ramazan hariç) yapılan her amelin ve ibadetin sevabının üç yüz kattan fazla oluşudur. (Şualar, 14. Şuâ) Yani sâlih amel olarak ne yapılırsa yapılsın on sevap yerine üçyüz sevap kazanılır. Şaban ayında Beraat gecesinin olduğunu da unutmamak gerekir. Beraat gecesi, meleklerin inmesi, duaların kabul olunması, duaların geri çevrilmemesi gibi birçok fazilete sahip olduğu için, bulunduğu ayı da değerli kılmıştır. İbn Mâce, Şaban ayı ve özellikle Beraat gecesi hakkında rivayet edilen şu iki hadisi kaydeder: “Şaban ayının yarısı (Beraat gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya semasına tecellî eder ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Şifa vereyim!” (İbn Mâce, İkâmetü’s-Salât, 191)
Şaban ayında ibadet noktasında özellikle aşağıdaki hususlara dikkat etmek gerekir.
Salât u Selamı Çok Zikretmeli
Hadis-i şerifte Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem “Receb Allahın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan ümmetimin ayıdır” demiştir. Bu hadiste Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem Receb ayında kelime-i tevhidin, Şaban ayında salât u selamın, Ramazan ayında ise Kuran’ın okunması gerektiğine işaret buyurmuşlardır. Buna göre Şaban ayında da Peygamberimiz nazara verilmiş, ruhlara O’nun ehemmiyeti daha bir özel manada bu ayda duyurulmuş olabilir. Bunun neticesi olarak da, daha çok salât ü selam getirilir. Efendimizin sıfatları ve Allah katındaki yeri düşünülür, anlaşılmaya çalışılır.
Oruç
Oruç ayı olan Ramazan ayından hemen önce gelen Şaban ayı Ramazana hazırlık olması sebebiyle orucun çok tutulması gereken bir aydır. Zira Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem ramazandan sonra en çok bu ayda oruç tuttukları rivayet edilmiştir. Bu hususta Hz. Âişe’nin (r.a.) şöyle bir rivayeti vardır: “Resûlullah aleyhissalâtü vesselam bazı aylarda çok oruç tutardı. Hatta biz, onu bu ayda hiç iftar etmedi sanırdık. Bazı aylarda da çok iftar ederdi. Hatta biz, onu bu ayda hiç oruç tutmadı derdik. Resûlullah’ın Aleyhissalâtü Vesselam Ramazan’dan başka bir ayın orucunu tamamladığını görmedim. Şaban’daki kadar, çok oruçlu olduğu bir ay da görmedim.” (Buharî, Savm, 51) Hz. Âişe başka bir rivayetinde bu konuda şunları söyler: “Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam senenin hiçbir ayında Şaban ayındakinden fazla oruç tutmaz ve şöyle buyururdu: “Amellerden gücünüzün yettiğini yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir.” (Müslim, Sıyâm, 177)
Bu hususla alakalı olarak bir gün kendisine: “Ya Resûlallah, Ramazan’dan başka en faziletli oruç hangi aydadır?” diye sual edilince bu soruya Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, “Ramazan’ı tazim için (Ramazan hürmetine) Şaban’da tutulan oruçtur” cevabını verirler. (Tirmizî, Zekât, 28) Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’in bu ayda çok oruç tutmasının hikmetini öğrenmek isteyen Üsâme (r.a) Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem’e “Yâ Resûlallah, Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmedim” der. Bunun üzerine Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyururlar: “Receb ve Ramazan ayları arasında şu Şaban ayında insanlar gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Ben oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.” (Neseî, Savm, 70)
Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem, ümmetine bu ayda gafil olmamaları yönünde ikazda bulunmuştur. Bir dahaki Şaban ayına ulaşacağımız meçhulken bu Şaban’ı son Şaban’ı geçiriyor gibi ihya etmek ve Efendimiz’e salât u selam getirmek, elimizden geldiğince bu ayı oruçla geçirmek Şaban’ın hakkını verme adına yapılabilecek hususlardır. Allah, bizleri Şaban’ı hakkıyla değerlendirenlerden eylesin. Âmin…
HİKMET.NET