Financial Times gazetesi, Türkiye'de 38 bin mahkumun tahliye edileceği haberini sayfalarına taşımış.
Gazete, tahliyelerin 'darbe girişimi sonrası hükümetin gözaltına aldıklarına yer açmak için yapılıyor olabileceğini' yazarken, Türk yetkililerin de tahliyelerin gözaltı ve tutuklamalarla ilgisi olmadığını söylediklerini aktarıyor.
Haberde, darbe sonrası hızla yapılan toplu gözaltıların insan hakları ihlali yapıldığı iddialarını da gündeme getirdiği belirtiliyor.
"Tutukluların yarı çıplak dövülmüş haldeki fotoğrafları hükümet yanlısı gazetelerde basıldı. Uluslararası Af Örgütü, insanların işkence gördüğünü, aç bırakıldığını ve tedaviden yoksun bırakıldığını söyledi. Hükümet, darbe sonrası yürütülen soruşturmalarda tutuklular hakkında kanıt toplandığını ifade etti."
"Türkiye'de bir hapishane müdürü insanlık dışı muamele yapıldığı 'Elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz' diyerek suçlamaları reddetti. Müdür, cezaevinin her bir noktasında 3'e yakın kişi olduğunu ve tutukluların yerde yattığını veya dönüşümlü olarak yattıklarını, sağlıklı yemekler verildiğini ve viziteye çıktıklarını söyledi."
Financial Times, tahliye kapsamına alınmayan suçlar arasında kasten öldürme, cinsel suçlar ve terör suçları olduğunu hatırlatıp 'bunun, tahliyenin Kürtlerin çoğunu kapsamayacağı anlamına geldiğini' yazıyor.
Haberin devamı şöyle:
"Yetkiler tasfiyelerin henüz bitmediği uyarısını yaparken Türkiye'nin yeni tutuklular için daha fazla yere ihtiyacı olabilir. Diplomatlar geri çağrılıyor, kaçanlar yakalanmaya çalışıyor ve Gülen'e yardım ettikleri şüphesiyle hemen hemen her hafta iş adamlarına gazetecilere baskınlar yapıldığı duyuruluyor."
Times: Göçmen anlaşması istikrarsız
Bugün Türkiye'yle ilgili haberlere yer veren bir diğer gazete de The Times.
Gazetenin başyazısı "Türkiye geçiş halinde: Göçmen anlaşması çökerse ülke sırtını Avrupa'ya dönecek" başlığı taşıyor.
'Göçmen krizinin Avrupa'nın göçmen krizinin kontrolünü yeniden kaybettiği' belirtilen başyazıda daha önce göçmen akınının durdurulabileceğine dair bir umut olduğu, bu umudun da Türkiye ile varılan anlaşmayla güçlendiği ancak şimdi ise anlaşmanın istikrarsız bir hal aldığı ifade ediliyor:
"Anlaşma artık, ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hevesine ve ülkenin gürültülü patırtılı iç politikasına bağlı."
"Cumhurbaşkanı, parlamentodan idam kararı çıkması durumunda veto etmeyeceğini duyurdu. Yeniden yürürlüğe girmesi, Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin ciddi görüşmeleri imkansız kılar. Erdoğan ayrıca, AB'nin de talebi olan terörle mücadele yasalarında yumuşamaya gitmeyi açıkça reddediyor."
"(…) Avrupa Birliği'nin bazı gerçekleri Cumhurbaşkanı'na bir bir anlatması lazım. Göçmen anlaşması ağırlıklı olarak Türkiye'nin çıkarına. Erdoğan çok fazla nakit ve geniş mülteci kamplarının idaresinde işbirliği kazanıyor. İnsan kaçakçılığını saf dışı bırakmak bizim olduğu kadar onun da çıkarına. Orta Doğu'daki terörist gruplara karşı ortak bir platform da öyle."
"Rusya'yla flörtüne rağmen, AB ile güvene dayalı bir iş ilişkisi, Vladimir Putin'in küçük ortağı olmaya tercih edilecektir."
Times gazetesi ayrıca, Alman ARD televizyon kanalının sızdırdığı gizli yazışmalarla Türkiye ile Almanya arasında yaşanan gerginliğe de yer veriyor.
Suriye'de 'mezhep ayrılığı'
Times gazetesinde Suriye'deki gelişmelere dair bir haber de dikkat çekiyor.
"Kürtlerin toprak elde etmesi Suriye'de mezhep ayrılığını derinleştiriyor" başlıklı haberde, nüfusun ağırlıklı olarak Arap olduğu Menbic'te IŞİD'i püskürtmesinin mezhep çatışması tehdidi yarattığı yazıyor.
Haberde yer alan ifadelerin bir kısmı şöyle:
"Halep'in kuzeyinde Menbic harekatını yöneten komutanlar, hafta sonu kentin Suriye'de Kürtlerin fiili otonom yönetimine dâhil edilebileceği işaretini verdi."
"Bu olasılık, Kürtlerin Suriye'nin kuzeyinde yayılmasına sert bir şekilde karşı çıkan Türkiye'nin yanı sıra, Menbic'in Arap sakinlerini korkutacak. Ayrıca, bölgede Kürtler ve Kürtlerin IŞİD'e karşı mücadelede göstermelik müttefikleri Sünni isyancı milis gruplarla arasında da gerilim yaratacak."
"IŞİD'e karşı mücadelede, sahadaki müttefiki YPG olan ABD üzerindeki baskıyı da artıracak. ABD'nin Nato üyesi müttefiki Türkiye de bu ittifaka karşı çıkıyordu."