Van Gölü’nde 27 Haziran 2020 tarihinde batan ve ikisi çocuk 61 göçmenin yaşamını yitirmesine neden olan tekne kazasına ilişkin altısı tutuklu 12 kişi hakkında açılan davanın ikinci duruşması 3 Mayıs’ta yapıldı. Davada sadece bir tutuklu sanık kaldı.  

‘Nitelikli göçmen kaçakçılığı yapma” ve “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme’ suçlamalarıyla yargılanan tutuklu sanıklar Burhan Ç., Mehmet A., Serdar Ö., Serkan Ö. ve Soner K. ‘uzun tutukluluk ve kaçma şüphesini uyandıracak somut delillerin bulunmaması’ gerekçesiyle tahliye edildi. Davada tek tutuklu sanık Medeni Akbaş kaldı.

Faciada yaşamını yitiren mültecilerin avukatlarından Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu Başkanı Mahmut Kaçan, Mezopotamya Ajansı’ndan Dindar Karataş’a verdiği demeçte kararda davaya olan ilgisizliğin etkili olduğunu kaydetti.

Olaya ilişkin soruşturma aşamasında tahliyelerin yaşanabileceğini öngördüklerini belirten Kaçan, Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde 2019’da yaşanan tekne faciasında yedi mültecinin yaşamını yitirmesine ilişkin kimsenin tutuklu olmamasından kaynaklı böylesi bir öngörüde bulunduklarını aktardı.

Kimlikleri tespit edilemeyen göçmenlerin mezarlarına numaralar verildi

Bu öngörülerinin son tahliye kararıyla birlikte gerçeğe dönüştüğüne dikkat çeken Kaçan, “61 kişinin hayatını kaybettiği olayda 10 ayı bile bulmayan tutukluluk süresi, bundan sonraki yargılamada nasıl bir karar verileceği konusunda önemli bir veri. Cezasızlık politikasının devam ettirilmek istendiği çok açık ve bunun kapısı açıldı” dedi.

Olaydaki suçun ‘organize ve güçlü bir şebeke’ tarafından işlendiğinin altını çizen Kaçan, olaya ilişkin etkin bir soruşturmanın yürütülmediğini kaydetti. Sanıklardan birçoğu hakkında beraat kararı verileceğini öngören Kaçan, “Bu tür öngörülerde bulunmak için müneccim olmaya gerek yok” dedi.

Teknede yaşamını yitiren mültecilerin ‘öteki’ olarak görüldüğünü dile getiren Kaçan, halen kimsesizler mezarlığında çok sayıda mülteci cenazesinin olduğunu hatırlattı:

“Bu olayda hayatını kaybeden, kimlikleri ve aileleri tespit edilemeyen insanlar var. Tamamen sahipsiz bırakılan bir kesim var. Avukat olarak bu mücadelemiz devam edecek. Cenazelerin giysileriyle defnedilmesine kadar varan o süreçte meydana gelen hak ihlalleriyle ilgili ısrarlı talebimiz devam edecek. Ancak bu tür davalarda kamuoyu ilgisi olmadığı müddetçe, vakaların cezasız bırakıldığı bir gerçek. Umarım kamuoyu bu noktada bu davayı sahiplenir.”