Ahvalnews.com tarafından yapılan araştırmaya göre son birkaç yılda 66 yabancı marka Türkiye’yi terk etti ve bu alanda bir rekor kırıldı. Sitede yer alan haber şöyle:
Gezi olayları ve 17/25 vakıasının ardından AKP Hükümeti YouTube ve Twitter’ı kapatınca, Nisan 2014’te apar topar Türkiye’ye gelen dönemin ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Douglas Frantz bir grup Türk gazetecisi ile sansasyonel bir toplantı yaptı.
Gazeteciler aracılığıyla ‘Bunun Türkiye halkını etkileyecek sonuçları olacaktır. Bu, Türkiye’nin güçlü bir demokrasi olmaktan çıkarak başka bir şey haline geldiği yönündeki dünya algısından en kötü biçimde etkilenecek olan Türkiye halkıdır. Ekonominiz olumsuz etkilenir’ dedi.
Frantz’a göre Türkiye ekonomisinin büyümesini ve daha sağlıklı olmasını sağlayan dış yatırımcılar ülkede hukukun üstünlüğünün mevcut olduğunu, liderlerin yasaları işlerine geldiği gibi seçip uygulamadığını ve hepsinden önemlisi hükümet üzerinde kontrol işlevi gören bir açık basının olup olmadığını bilmek istiyordu.
Frantz durum tespitini ise ‘Buradaki görüşmelerimde hükümet üzerinde kontrol mekanizmalarının kalmamış olduğu hususunda kaygılar bulunduğunu gördüm’ sözleriyle yapıyordu.
Douglas Frantz özetle ‘Demokrasi ve hukukun üstünlüğü ekmek gibi yenir içilir bir şeydir. Dikkatli olun’ dese de, AKP iktidarı ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın ‘dostça tavsiye’ diye başladığı bu sözlerine, kendine bağımlı medyası aracılığıyla sert bir karşılık verdi. Hatta haberi yayınlayan Milliyet Yazarı Kadri Gürsel medya ve sosyal medyada lince tabii tutuldu.
Aradan geçen yaklaşık 4 yıl içinde Douglas Frantz’ın ismi unutulup gitti ama o dönemki uyarılarının Türk ekonomisi üzerindeki etkisi giderek artıyor.
Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermaye tutarı geçen dönemde hızla azalırken, daha önce gelmiş olan onlarca yabancı firma da Türkiye’den çekilme kararı aldı.
Merkez Bankası verilerine göre Türkiye’deki operasyonlarını tasfiye ederek çekilen firmaların götürdüğü yatırım tutarı geçen yıl 3 kat artıp 1.8 milyar dolara ulaştı.
Türkiye’ye gelen yabancı sermayedeki düşüşü resmi rakamlardan da görmek mümkün:
Türkiye’ye gelen doğrudan yatırım 13 yılın en düşüğünde - Kaynak: Merkez Bankası Ödemeler Dengesi İstatistikleri
Tablodan da görüldüğü gibi Türkiye’de doğrudan yatırım yapıp fabrika veya şube açarak ek istihdam katkısı yapan yabancı yatırım girişi hızla geriliyor. 2017’de 4.8 milyar dolarla 2004 yılındaki en düşük seviyeye inmiş durumda. Kuşkusuz bunda ana yatırımcı grubunu oluşturan Batı dünyasıyla arasını açan Türkiye’nin dış politikası da etkili. Özellikle son bir yılda başta ABD ve Almanya olmak üzere Batı dünyasının devleriyle ilişkiler hiç görülmediği kadar gerilirken, durum rakamlarda da kendisini hissettiriyor.
Tabloda 2002-2017 arasında Türkiye’ye yapılan doğrudan yabancı yatırımın yüzde 92’sini gerçekleştiren 20 ülkenin son iki yılki performansları yer alıyor:
Batı'dan yatırım azalıyor (Milyon dolar) - Kaynak: Ekonomi Bakanlığı
Tabloda Batı ülkeleri kökenli doğrudan yabancı yatırımlarının rakamları dikkat çekse de Rusya, Katar ve diğer Arap ülkelerinden gelen yatırımlarda da düşüş görülüyor.
Tabii bunda önemli etkenlerden biri de söz konusu ülkelerdeki yatırımcıların da Batı’daki muadilleriyle benzer kriterlere değer vermesinden kaynaklanıyor. Bu yüzden en büyük 20 yatırımcımızın 14’ü geçen yıl Türkiye’ye yatırımlarını azaltmış.
Öte yandan doğrudan yabancı yatırımları açısından Türkiye için son birkaç yılda ortaya çıkan yeni bir süreç bu alanda keyifleri daha da kaçırıyor.
Bugüne kadar genelde hep Türkiye’ye gelen uluslar arası şirketler ve dev mağaza zincirleri konuşulurken, artık Türkiye’den tasını tarağını toplayıp giden markalar daha çok duyuluyor.
Son birkaç haftaya bakıldığında bile kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Kanadalı teknoloji şirketi SOTI, İtalyan restoran zinciri Carluccio’s Türkiye’den çıkma kararı aldı.
Ayrıca H&M’inden, Zara ve Mango'suna kadar dev mağaza zincirlerinin 2018’de Türkiye’deki mağazalarının bir bölümünü kapatma kararı aldığı medyada sıkça yer buluyor.
Marka isimleri kamuoyunda büyük dikkat çekerken Merkez Bankası verileri de yabancı yatırımların Türkiye’den kaçışta yeni rekorlar kırdığını gösteriyor.
Türkiye'den kaçan doğrudan yabancı yatırım gelenin dörtte birini geçti
Tabloda yer alan rakamlara göre Türkiye’deki işlerini tasfiye eden firmaların götürdüğü doğrudan yatırım tutarı geçen yılın ilk 11 ayında 1.8 milyar dolarla 2011’deki rekor seviyeye çok yaklaşmış durumda.
Ancak asıl önemli olan geliş ve gidiş dengesi. Türkiye’den geçen yıl kaçan yabancı doğrudan yatırım tutarı gelenlerin yüzde 27’sine ulaşmış durumda ve bu rakam bir rekor.
Merkez Bankası’nın ödemeler dengesi istatistiklerinde yapılan bir inceleme özellikle OHAL başladıktan sonra Türkiye’den kaçan yabancı sermaye tutarının ise 2 milyar doları aştığını gösteriyor.
Peki bu firmalar Türkiye’den neden gidiyor. Hepsinin ayrı bir hikayesi var. Kimisi öngördüğü yeterli büyümeyi tutturamıyor, kimisi kurlardaki oynaklıktan şikayetçi, kimisi de haksız rekabetten.
Gidenler içinde belki de en samimi itirafı geçen yıl Türkiye’deki otelini kapatan ABD’li Canyon Ranch’ın CEO’su Susan Docherty yapıyor.
GM'in 109 yıllık tarihinde ilk kadın Başkan Yardımcısı olan ve Avrupa Bölgesi'ni bir dönem yöneten Docherty Türkiye ile ilgili şu sözleri söylüyor:
‘‘Dürüst olmam gerekirse kalbim Türkiye için ağlıyor. 2 yıl bu proje için sürekli Türkiye’ye gittim. Çok güzel bir doğası var ancak Türkiye, yaşadıklarını hak etmiyor. Türkler bu olanları hak etmiyor. Turizm ve seyahat sektörü büyük yara aldı.’’
Docherty turizm sektörü üzerine tespit yapsa da bahsettiği şartlardan etkilenenin sadece bu sektör olmadığı biliniyor. Bunu anlamak için Türkiye’den son birkaç yılda ayrılan firmaların bazılarına bakmak yeterli:
Türkiye’den son birkaç yılda 66 uluslararası dev çekildi
ahvalnews.com