“Tüm tarafları çatışmadan diyaloğa yumuşak şekilde geçmeye davet ediyoruz” denilen açıklamada, “Şiddet, siyaset için bir araç olamaz” uyarısı yapıldı.
Açıklamada ayrıca “İspanya Başbakanı Mariano Rajoy’un hem anayasaya hem de vatandaşların haklarına saygı duymak gibi zor bir süreci başarıyla atlatacağına inanıyoruz” denildi.
Katalan ayrılıkçılar, AB liderlerinin oy verme süreci sırasında yaşanan sert polis müdahalesine tepki göstermesini ve Katalonya ile merkezi hükümet arasında artan gerilime doğrudan müdahil olmasını umuyordu.
Ancak, Avrupa Komisyonu tarafından yapılan açıklamada “Konuİspanya’nın iç meselesidir ve İspanyol anayasal düzeni içinde çözülmelidir” denildi.
Uzmanlara göre Pazar günü yaşanan şiddet olayları ve İspanya ulusal polisinin sert müdahalesi AB’yi endişelendiriyor. Birlik, polis şiddetinin, Belçika’da Flamanlar, İspanya’da Basklar gibi,başka ayrılıkçı gruplar için tetikleyici olabileceği yönünde kaygılı.
Pazar günü yapılan oylama öncesinde Brüksel sık sık Katalan bağımsızlık hareketini açık şekilde eleştirmişti.
AB üyelerinin hemen hepsi Madrid hükümetine destek verirken yalnızca Belçika ve Slovenya, Madrid’in vatandaşlarına karşı şiddet kullanma biçimini açıkça eleştirdi.
Katalonya bölgesel hükümetinin lideri Carles Puigdemont ise Pazar günkü referandum sırasında yaşanan insan hakları ihlallerini incelemesi ve Katalonya’nın bağımsızlığa geçiş sürecinde yol göstermesi için Avrupa Birliği’ne başvuracağını söyledi.
Katalonya Özerk Bölgesi’nin liderinin yüzde 50'nin üzerinde evet oyu aldıkları taktirde tek taraflı olarak İspanya'ya karşı bağımsızlığını ilan edeceğini bildirdiği referandumda Katalonyalılar yüzde 90'ı 'bağımsızlık' istemişti.