Salı günü yayımlanan raporda, kurum öncelikli olarak Türkiye'ye verilmesi öngörülen 3 milyar euroluk yardım paketinin ilk ayağı olarak gönderilen 1,1 milyar euro'ya odaklandı.
Bu kapsamda fonun kullanıldığı projelere ziyaretler gerçekleştirildi.
Avrupa Konseyi'nin Türkiye'ye mülteciler adına gönderdiği fonun nasıl kullanıldığını denetleyen kurum raporunda, mülteciler için hızlı bir mekanizma geliştirilerek yanıt verildiği ancak bu mekanizmanın tam olarak iyi bir şekilde koordine edilmediği belirtildi.
Geliştirilen projelerin yarısının amacına ulaştığı, ancak yarısının beklenen etkiyi yaratmadığı aktarıldı.
'Veri koruma kanunları'
Türkiye'nin 4 milyon kişi ile "dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yaptığı" belirtilen raporda mültecilere ulaştılan yardımların takip edilmesinde yaşanan zorluklara değinildi.
Türk yetkililerin veri koruma kanunları dolayısıyla kurum ile yardımdan yararlanan mültecilerin isimlerini paylaşmadığı, bu yüzden kimlerin yardım aldığını takip edilemediği öne sürüldü.
Kurum, Türk yetkililerin yardımı alan kişilerin isimlerini ve ne aldıklarını açıklamadığını belirtti.
AFP haber ajansına konuşan kurum yetkililerinden Bettina Jakobsen, "Paranın mültecilere gittiğini görüyoruz ancak tüm paranın oraya gittiğini kesin olarak söyleyemiyoruz" dedi.
Jakobsen, üç yıldır ilk defa talep ettiği belgelere ulaşamadığını aktardı.
Ancak projeleri yürüten Birleşmiş Milletler kurumları ve Avrupa Denetçiler Mahkemesi yetkilerinin, kurdukları kontrol sistemiyle riski kontrol edebildikleri belirtildi.
Raporda Avrupa Komisyonu'na Türkiye'ye gerekli verilerin sağlanması için baskı yapılması tavsiyesi verildi.
Avrupa Birliği ve Türkiye arasında 2016 yılında yapılan göçmen anlaşması gereğince Türkiye'ye barındıdığı göçmenler için yardım sağlanması kararına varılmıştı.