İngiltere’nin başşehri Londra’da yayımlanan Times gazetesi, Avrupa Birliği'nin mülteci krizinde uyuşmazlığa düşmesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından fırsat olarak değerlendirildiğine işaret etti.
“Almanya Başbakanı Angela Merkel’in aceleci bir şekilde ülkesinin sınırlarını açtığı 2015 yılındaki mülteci kafileleri, Avrupa’da siyasetin çehresini değiştirdi." ifadesini kullanan gazete, "Popülist hareketler ivme kazandı ve siyaset sahnesinde dengeler değişti. Türkiye ile imzalanan mülteci geri kabul anlaşması biraz zaman kazandırdı, ancak AB bu zamanı iyi kullanamadı." tespitinde bulundu.
AB KENDİ İÇİNDE KARARLI BİR SİYASET BELİRLEYEMEDİ
Gazete yayımlanan makalede şu ifadelere yer verildi: "Kitlesel göç konusunda nasıl bir tavır sergileneceği konusunda Birlik kendi içinde, aynı beş sene önce olduğu gibi uyuşmazlık içinde. Bu yüzden başka seçenek kalmıyor: Suriye’de ateşkes sağlanmak zorunda ve AB daha sonra Erdoğan ile mülteci mutabakatını yeniden müzakere etmeli. Bunun, görünüşe göre bitmek bilmeyen bir savaşın ortasında sıkışıp kalan talihsizler için gerçekleşmesi gerek.”
Erdoğan'ın "Engel olmayacağız" sözlerinden sonra Türkiye-Yunanistan sınırına akın eden on binlerce mülteci zor şartlar altında bekliyor.
Türkiye’nin mülteci mutabakatını çiğnemesine AB’nin tepkisini, Hollanda’da de Volkskrant gazetesi şöyle yorumladı: "Erdogan’ın hareket şekline öfke duyulması gayet haklı bir durum. Ancak Avrupa’nın da kendisine çok daha eleştirel bakması lazım. AB, 2016’da Erdoğan ile bir anlaşma imzalarken, kendini şantaja açık bir konuma getirdiği gayet barizdi."
AB KENDİNİ TÜRKİYE'YE BAĞIMLI HÂLE GETİRDİ
"Birlik, ortak bir göç politikası geliştirmek ve Yunanistan’daki krizi çözmek zorunda." denilen makalede, "Zengin Avrupa, bölgedeki savaşlardan kaçan sığınmacıların kabulü için para veriyor. Tabii ki Birlik böylece kendini Türkiye’ye bağımlı hâle getiriyor, ancak çok fazla alternatif de bulunmuyor.” tespitine yer verildi.
Türkiye-Yunanistan sınırındaki insani kriz, İsviçre'nin Zürih şehrinde yayımlanan Tages-Anzeiger isimli gazete tarafından şöyle yorumlandı: “Türkiye ile imzalanan mülteci mutabakatı ile AB kendini bir şantajcının ellerine teslim etti ve şimdi fatura önüne geldi. Şimdi önünde, Erdoğan'ın haklı olan taleplerine olumlu cevap vermekten başka seçenek olmayan Birlik, başarılı bir şantajcının sürekli daha fazlası için şantaj yapacağının da bilincinde."
ERDOĞAN'A "HAZIRIZ" MESAJI VERİLMESİ HATAYDI
AB'nin yine de insani ve siyasi sebeplerle Türkiye’deki Suriyeli mülteciler için mali yardımı sürdürmesi gerektiğine işare eden gazete şunları kaydetti: "Birliğin buna hazır olduğu yönünde Türkiye Cumhurbaşkanı’na daha önceden mesaj göndermiş olmaması büyük bir hataydı."
Tages-Anzeiger, Erdoğan'ın gelecekte AB’den gelen paraların yardım örgütlerine değil, doğrudan devlet bütçesine aktarılması yönündeki talebini ise "Kesinlikle kabul edilemez" diye nitelendirdi.
Avusturya’nin başşehri Viyana’da yayımlanan Die Presse ise, yeni mülteci krizini şu satırlarla yorumladı: “Avrupa kendi sınırlarını kendi koruyabileceğini ve şantaja izin vermeyeceğini belirgin bir şekilde göstermeli. Ancak zengin kıta, hemen yanı başındaki sefilliği görmezden gelirse, bu çok bayağı bir tavır olur. Uzaktan da olsa insanlara yardım etmek, insaniyetin gereği."
"ERDOĞAN'IN TAVRI TİKSİNTİ VERİCİ"
"Türkiye çoktan imkânlarının son haddine geldi." tespitinde bulunulan makalede, "Erdoğan bu yüzden de bu buz gibi mesajını gönderiyor. Avrupa buna iki türlü cevap verebilir: Sınırda ödün vermeyerek ve Erdoğan'ın tiksinti verici kriz gösterisinde hiçbir sorumluluğu olmayan Suriyeli mültecilere karşı cömert davranarak…”