Türkiye'de 14 Mayıs'ta gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda adayların "50+1" oy alamaması ile seçim 28 Mayıs'ta gerçekleştirilecek ikinci tura kaldı.
Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, sığınmacıların 2 yıl içerisinde ülkelerine gönderilmesini vaat ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan da son yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu'nun vadettiği gibi konut projeleri ile Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönüşünü sağlayacaklarını dile getirdi.
Seçim sürecinde yaşanan gelişmeler de Suriyeli sığınmacılarda sınır dışı edilme korkusu yarattı.
ABD devlet medyası Amerika'nın Sesi VOA'ya konuşan bazı Suriyeli sığınmacıların, seçimlere ilişkin değerlendirmelerinde açıkça Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekledikleri görüldü.
"SINIR DIŞI MI EDİLECEĞİZ?"
2014'te Şam'dan ayrılan, 2018'den bu yana Türk vatandaşlığına sahip olan ve güvenlik gerekçesiyle "takma isimle" VOA'ya konuşan 33 yaşındaki Ali el Muhammed, "Seçim sonuçlarından memnun olmadığını, ancak muhalefetin kazanmasından korktuğu için de rahat bir nefes aldığını" söyledi.
Muhammed, AKP'nin en azından "Suriyelileri savaştan zarar görmüş ülkelerine geri dönmeye zorlamama" sözü verdiğini kaydetti. Muhammed, “Bu, nasıl yapılacak? Bilmiyorum. Ama en azından zorla Suriye'ye geri gönderilmeyeceğiz." dedi.
YSP SEÇMENİ SURİYELİ DE GÖNÜLSÜZ
Gaziantep'te ikamet eden ve Türk vatandaşı olan Suriyeli 30 yaşındaki Kholud Şahin ise parlamento seçimlerinde Yeşil Sol Parti'ye (YSP) oy verdiğini; YSP'nin verdiği desteğe rağmen, "Suriye karşıtı söylemleri nedeniyle Kılıçdaroğlu'na karşı olduğunu", ancak Erdoğan'ın kazanmasını da istemediğini söyledi.
Şahin VOA'ya demecinde, “Erdoğan, Köyler yaptık, geri göndereceğiz diyor. Şu anda zaten sürgünler oluyor. 2-3 yıldır insan haklarına aykırı sınır dışı etme olaylarında artış var" dedi.
MİLLET İTTİFAKININ GÖÇ POLİTİKASI
Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği'ne göre Türkiye, "Geçici koruma altındaki yaklaşık 3,6 milyon Suriyeli ve 370 bine yakın diğer uyruklardan mülteci ve sığınmacı" ile dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapıyor. Fakat gayri resmi rakamlar, Türkiye'de resmi rakamların bir kaç kat üstünde bir sığınmacı nüfusunun varlığına işaret ediyor.
Ayrıca Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında 2016 yılında imzalanan ve Brüksel'in AB topraklarına mülteci geçişlerini önlemek için Ankara'ya 6 milyar avro vermeyi taahhüt ettiği "göç anlaşmasını yeniden müzakere etme niyetini" de konuşmalarında sık sık vurguluyor.