Saldırıyı Yemenli Şii Husi milislerinin üstlenmesine rağmen Pompeo, olayda Yemen’in parmağı olmadığını savundu. Suudi Arabistan’ın en büyük petrol stabilizasyon tesisine düzenlenen saldırı sonrası yangın hala devam ederken dünyanın aynı zamanda ikinci büyük petrol rezervine sahip bu ülke petrol üretimini yarı yarıya durdurdu.

Twitter’dan açıklama yapan Pompeo, saldırının Yemen’den geldiği yönünde bir kanıt olmadığını açıkladı. “Bir yandan (İran Cumhurbaşkanı Hasan) Ruhani ve (Dışişleri Bakanı Cevat) Zarif diplomasi rolüne soyunurken Tahran Suudi Arabistan’daki yüzü aşkın saldırının arkasında” diye yazan ABD Dışişleri Bakanı, iki ülke arasındaki gerginliğin azaltılması yönünde çağrılar yapılırken, İran’ın dünyanın enerji sağlayan merkezine beklenmedik bir saldırı gerçekleştirdiğini savundu.

Reuters haber ajansı, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Pompeo’nun iddialarını doğrulayacak bir açıklama alamadığını bildirdi.

Başkan Donald Trump’ın, İran’la 2015 yılında varılan nükleer anlaşmadan ABD’yi çekmesinin ardından Tahran ve Washington arasındaki gerilim hızlı bir şekilde tırmanmıştı. Son dönemde iki ülke arasındaki ilişkilerin tekrar düzelebileceği yönünde taraflardan işaretler gelse de, ABD hükümetinden yapılan bu üst düzey açıklama, şahin politikalara geri dönülebileceği mesajı veriyor.

Başkan Trump, bir süre önce Eylül sonunda New York’ta yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantıları sırasında Ruhani’yle görüşebileceği yönünde açıklamalar yapmış, Pompeo da bu görüşmelerin önkoşulsuz gerçekleşebileceğine dikkati çekmişti.