ABD Adalet Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Assange’a, ‘Casusluk Kanunu‘ kapsamında milli savunma bilgilerini yasadışı yollardan edindiği gerekçesiyle 17 yeni suçlama yöneltildi.
New York Times’ın ‘korkutucu’ başlığıyla verdiği haberde iddianamenin gazetecilerin de casusluktan yargılanabilmesinin önünü açtığına ve ABD anayasasının birinci değişikliğinde sağlanan özgürlükleri kısıtlamayı amaçladığına vurgu yapıldı.
MSNBC’nin hukuktan sorumlu şef editörü Ari Melber, ABD Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan iddianamenin doğrudan basın özgürlüğünü ve Birinci Anayasa Değişikliği özgürlüklerini tehdit ettiğini belirtiyor.
Yakın bir dönemde CNN gibi medya gruplarının avukatlığını yapmış Theodeore J. Boutrous Jr. şunları söyledi: “Bir gazeteci olarak birilerinin size gizli bilgi sızdırmaya teşvik etmek cezai bir durum değildir – buna bilgi toplama denir ve Birinci Anayasa Değişikliği’nde bilgi toplama faliyetleri korunmuştur. İddianamede Assange’ın ‘kişileri gizli bilgi toplayarak bu bilgileri paylaşmaya teşvik ettiği’ cezai bir faliyet olarak yansıtılıyor. ABD’de birçok gazeteci de bu faliyetleri gerçekleştiriyor.
New York Times’ın ulusal güvenlik muhabiri Charlie Savage da yeni iddianamenin ‘geleneksel gazetecilik faliyetlerine’ baskı oluşturacağını vurguladı.
ABD’de şimdiye kadar görülen casusluk davalarında gazetecilere gizli belge sağlayan hükümet çalışanları yargılanmıştı. Fakat Assange iddianamesi bir yayıncının da elindeki belgeleri kamuoyuna açıkladığı takdirde aynı suçtan yargılanabileceğine işaret etti.
Adalet Bakan Yardımcısı John Demers ise “Assange, gazeteci değil. Sorumluluk sahibi hiçbir aktör, gazeteci ya da herhangi bir kişi, gizli kaynaklar olduğu kişilerin adını bu kişileri büyük tehlikeye attığını bile bile açık etmez” dedi.
Adalet Bakanlığı Sözcüsü Eric H. Holder da “Yemin etmiş bir hükümet yetkilisini gizli bilgiyi paylaşmaktan yargılamak ayrı bir konu, hükümet dışından gizli bilgi yayınlayan – ki gazetecilerin her zaman yaptığı bir şeydir bu – bir kişiyi yargılamak başka birşey” diye konuştu.
İddianamede Assange’ın ABD ordusu istihbarat analisti Chelsea Manning ile birlikte binlerce sayfalık gizli bilgiyi ele geçirdiği öne sürüldü. Wikileaks’te yayınlanan belgelerde orduya destek veren kişilerin isimlerininin ve gizli bilgilerin paylaşılmasının hem bu gizli kişilere hem de ABD’ye zarar verebileceği savunuldu.