ABD ve Avrupa Birliği'nden (AB) siyasetçiler, Washington ve Brüksel’den Kosova sorunun çözülmesi için Sırbistan’a daha fazla baskı yapmasını istedi.
Sırbistan’a yeteri kadar baskı yapılmamasından şikayetçi siyasetçiler, ortak kaleme aldıkları mektupta, Kosova gerilimini düşürmek için izlenen politikanın gözden geçirilmesini talep etti.
Sert ifadelerin yer aldığı mektupta, “AB’nin Sırbistan ve Kosova arasındaki diyaloğu kolaylaştırmaya yönelik girişimlerinin henüz olumlu sonuçlar vermediği” eleştirisi getirildi.
Mektupta, Kosova’nın ABD ve AB’nin kapalı kapılar ardında Sırp yönetimine destek verdiği endişesi dile getirildi.
ABD ve AB’li siyasetçilerin mektubu, Kosova’da yerel seçimleri Sırp seçmenin boykot etmesi ve katılım oranının yüzde 4’de kalmasının ardından gerilimin tırmanmasından iki ay sonra gündeme geldi.
Kosova yönetimi, gerilimin çıkmasından dolayı komşu Sırbistan yönetiminin desteklediği “faşist çeteleri” suçlarken, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Kosova yönetimini müzakereye yanaşmamakla suçlayıp, yerel seçim sonuçlarını tanımadıklarını ilan etmişti.
ABD ve AB Sırbistan yanlısı olmakla suçlanıyor
AB ve ABD'nin krizi çözme çabalarının işe yaramadığını dile getiren ve sorunun çözümü için yeni bir yaklaşımın yeniden düşünülmesini isteyen mektubun imzacıları, "Sırbistan'ın Kosova'daki demokratik seçimleri ihlal etmesi, özgür ve adil seçimleri baltalamaya yönelik girişimlerinin devam etmesi halinde, Belgrad’ın dış müdahalede bulunduğu gerekçesiyle açık bir şekilde eleştirilmesini" talep etti.
Mektupta, “Mevcut yaklaşım başarılı olamıyor. Uluslararası toplumun geçmişimizden ders almasını ve Balkanlar için Belgrad merkezli bir politika benimsememizin sağlanmasını istiyoruz.” denildi.
Mektubun adresi Blinken ve Borrell
Ortak mektup adres olarak ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyon Başkan Yardımcısı Josep Borrell’e gönderildi.
ABD, İngiltere ve Alman dış işleri komitesi başkanlarının yanı sıra, 41 ülkenin siyasetçileri ve Avrupa Parlamentosu üyelerinin de mektuba imza attığı görüldü.