Tahran zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin arasındaki ateşkes atışması gerginliği açıkça ortaya koyuyordu.
Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan “Kafamı çok kurcalıyor” diyerek, Tahran zirvesinden önce ve sonra yaşanan gelişmeler ile çok bağlantılı olduğunu düşündüğü ekonomi ve dışişleri koridorlarında duyduğum bir iddiadan bahsediyor.
Takan’a göre bu iddia, İnsanın uykularını kaçıracak cinsten…
Erdoğan’ın 25 Eylül'de New York'taki BM Genel Kurulu'nda Trump ile görüşme konusunda talep gelmediğini, kendisinin de özel bir talepte bulunmayacağı yolundaki açıklamasınına ilişkin olarak, “Acaba bu ‘görüşelim’in kurnazca bir ifadesi miydi?” yorumunu yapan Takan, “Ekonomi ve dışişleri kulislerinde duyduğum şok iddia şöyle; ‘ABD ve Suudi Arabistan, İran'a ambargoya uymamız için 65 milyar dolar yardım teklif ettiler. İran'ın da haberdar olduğu bu teklif, İran yönetiminde büyük rahatsızlık yarattı.’” diyor.
Tahran'daki, Suriye zirvesinin bu yüzden canlı yayınlanmış olabileceğini ima eden yazar, arkasından, iktidarın Reyhanlı saldırısının planlayıcısı dediği Yusuf Nazik’in MİT operasyonuyla Suriye’de yakalanıp Türkiye’ye getirilerek “Suriye yaptırdı” demesine dikkat çekiyor.
CHP eski İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'e Türkiye’nin İran ambargosuna katılıp katılmayacağını sorduğunu aktaran Takan, şu görüşleri aldığını paylaşıyor:
"Biz ambargoya normal şartlarda uyamayız. İran ile yaptığımız özellikle doğal gaz açısından antlaşmamız var biliyorsunuz. Dolayısıyla doğal gazı nereden karşılayacağız? Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı da bunu söylüyor. Rusya, Azerbaycan ve İran'dan alıyoruz doğalgazı. İran'dan almazsak Doğu Anadolu bölgesinin gaz ihtiyacını nasıl karşılayacağız? Tankerlere alsak nasıl taşıyacaksınız? Bana öyle geliyor ki, ABD son aşamada Obama dönemindeki bazı muafiyetleri sağlayacak. Öte yandan, Türkiye benim zararım olacak, bunu nasıl karşılayacağız diyecek? İran'dan doğal gaz alıyoruz ama doğal gaz ve petrolün parasını İran'a vermiyoruz. Bu tutarın karşılığı bankada Türk lirası olarak duruyor, bunu ancak mal karşılığı, ilaç, gıda ve diğer sanayi ürünleri açısından karşılıyoruz. Bu aynı zamanda Türkiye'nin dış ticaret dengesi açısından da önemli. Bunu kestiğimiz anda buradan da bir zarar doğacak. Dolayısıyla ambargoya uyduğumuz anda, sınırlı da olsa yüksek şişirilmiş fatura çıkarılır. ABD'ye bu zararımızı karşılayın diyecekler, onlar da bunu Suudi Arabistan'a karşılatacaklar. Benim kişisel analizim bu."