Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu üzerinden İran asıllı işadamı Rıza Sarraf'a “rüşvet veren, devleti soyan” ve “sahtekar” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'a verilen 5 bin TL'lik tazminat cezasını bozdu. Yargıtay, Kılıçdaroğlu'nun Sarraf'a yönelik sözlerinin “toplumu ilgilendiren konulara ilişkin olması nedeni ile kamusal ilginin bulunduğu”na dikkat çekerek, “Toplumun bilgi edinme hakkı kapsamında değerlendirme ve yorumlarda bulunduğu, kullanılan söz ve ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında eleştirel mahiyette olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır” dedi. 4. Hukuk Dairesi, Sarraf'a “hırsız”, “Rüşvetçi” dediği için Kılıçdaroğlu hakkında açılan başka tazminat davasının reddi kararını da onadı. Bu kararın Sarraf'ın ABD'de itirafçı olup rüşveti kabul etmesi ve İstanbul Başsavcılığı'nın hakkında yakalama kararı çıkarmasının ardından gelmesi dikkat çekti.

 CHP lideri Kılıçdaroğlu, 22 Nisan 2014 tarihinde yapılan partisinin grup toplantısında 17-25 Aralık yolsuzluğu üzerinden hükümete yüklendi. Kılıçdaroğlu, “Bir yabancının 4 bakanı nasıl satın aldığını gördük. Rıza Sarraf'ın heykelini dikmek lazım. Balkon konuşmasında bütün soyguncular oradaydı. Sarraf da orada olsun. Rüşvetin yeni adı cari açık oldu şimdi. Çıkarıyorsunuz bu Reza Sarrab'ı arkasında fon olarak Türk bayrağı kullanılıyor. En ağrıma giden budur. Bir sahtekarın arkasına Türk bayrağı konularak onu meşru göstermek asla mümkün olmamalıdır. Bunun hesabını havuz medyasından soracağız” diye konuştu. Rıza Sarraf, avukatı aracılığıyla Kılıçdaroğlu hakkında 100 bin TL'lik tazminat davası açtı. Sarraf'ın avukatı dilekçede, müvekkilinin hiçbir kamu görevlisine rüşvet vermediğini iddia etti. İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülün tazminat davasında savunma veren Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, müvekkilinin konuşmasının somut gerçeklere dayalı olduğunu, tamamen gerçek olan yolsuzlukları eleştiren kapsamında olduğunu ifade etti.

Davayı 17 Eylül 2015'te bitiren mahkeme, Kılıçdaroğlu'nu Sarraf'a 5 bin TL manevi tazminat ödemeye mahkum etti. Kararda, “Davacıyı henüz sanık sıfatı dahi almamış iken hakkında davaya konu konuşmasında rüşvet veren, devleti soyan olarak nitelendirme, sahtekar sözcüğü kullanılması davacının adil yargılanma hakkını ve masumiyet karinesini zedelediği gibi küçük düşürücü sözlerin hukuka aykırılık ve kişilik haklarına saldırı oluşturması nedeniyle manevi tazminat koşullarının oluştuğu kabul edilmiştir..” denildi.

Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, bu kararı temyiz etti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 19 Aralık 2017 tarihinde yerel mahkemenin tazminat kararını oy birliğiyle bozdu. Yargıtay, kararının gerekçesinde Rıza Sarraf hakkında olay tarihinde yürütülen soruşturmaya dikkat çekerek, Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin şu gerekçelerle kişilik haklarına saldırı olmadığına hükmetti:

 “Davalının konuşma metni bir bütün halinde değerlendirildiğinde; ana muhalefet partisi genel başkanı olarak, kendi siyasi görüşleriyle davacıya sert eleştiriler yöneltmiştir. Ayrıca davalının siyasi kişiliği ve açıklamaların toplumu ilgilendiren konulara ilişkin olması nedeni ile kamusal ilginin bulunduğu; sıfatı gereği kamuoyunu bilgilendirme ve eleştiride bulunabilmesinin olağan kabul edilmesi gerektiği, toplumun bilgi edinme hakkı kapsamında değerlendirme ve yorumlarda bulunduğu, kullanılan söz ve ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında eleştirel mahiyette olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır.”

 Öte yandan İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi ise Kılıçdaroğlu'nun Sarraf hakkında 8 Temmuz 2014 tarihinde söylediği “hırsız”, “hırsız hamisi”, “uyuşturucu kaçakçısı”, “rüşvetçi” dediği için açılan tazminat davasını reddetmişti. Sarraf'ın karara itirazın değerlendiren Yargıtay 4. Hukuk Mahkemesi, Kılıçdaroğlu'nun lehine hüküm vererek, kararı onadı. 4. Hukuk Dairesi, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ı TÜRGEV üzerinden eleştirmesine ilişkin açılan tazminat davasının reddi kararını da hukuka uygun bularak onadı.

 17-25 Aralık yolsuzluğu soruşturmasında bir süre tutuklu kaldıktan sonra savcıların değişmesi sonucu aklanan ve serbest kalan Rıza Sarraf, 20167'da tatil için ABD'ye gittiğinde tutuklanmıştı. Sarraf, savcılıkla işbirliği yaparak itirafçı olmuş ve hakkında açılan davada sanıklıktan çıkarılmış ve “tanık” konumuna getirilmişti. Sarraf, Hakan Atilla/ABD davasında eski bakan Zafer Çağlayan'a 50 milyon Avro rüşvet verdiğini itiraf ederken, İran'A nasıl hayali ihracat yaptığının ayrıntılarını da duruşmada anlatmıştı. Newyork'ta yapılan yargılamada jüri, Hakan Atilla'yı 5 eylemden suçlu bulmuştu. Mahkeme, Atilla ilgili kararını 11 Nisan'da açıklayacak.

 Bu arada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, ABD'deki itiraflarının ardından Rıza Sarraf hakkında casusluk suçundan soruşturma başlatarak yakalama kararı çıkarmış ve kendisi ve ailesinin tüm malvarlığına el koymuştu.