Sözcü gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, ABD ile Türkiye arasında vizelerin karşılıklı olarak askıya alınmasıyla ilgili başka ülkelerin de aynı tavır alabileceğine dikkat çekti. Türkiye'nin onurlu bir dış politikadan vazgeçecek hali olmadığını belirten Öztürk, "Vize şirketlerinin kaygısı da ABD'den sonra Türk vatandaşlarının vize başvurusunu kabul etmeyecek ülke sayısında artış olabileceği… ABD'yle birlikte hareket eden Kanada'dan böyle bir sürpriz açıklama gelebilir. Almanya'yla yaşanan sorunlar az değil. İyi de bu işlerin sonu nereye gidecek?" diye sordu.

Ayrıca Öztürk, ABD'lilerin 2005 yılınan itibaren Türkiye'ye vizesiz gelebildiğini de belirterek, "ABD vatandaşları ülkemize vizesiz giriş yapıyor. Mevcut uygulamada ülkemize eğitim, araştırma, kazı gibi uzun süreli kalacak olanlardan vize isteniyor. Ama turistik amaçlarla gelenler vizesiz giriş yaptıkları gibi 90 güne kadar ülkemizde kalabiliyorlar" dedi. 

Saygı Öztürk'ün "ABD vizesi için başvurulacak ülke..." başlığıyla yayımlanan (10 Ekim 2017) yazısı şöyle:

Türk vatandaşları eğer vize alabilirse 122 ülkeye gidebiliyor. 52 ülkeye ise vatandaşlarımız vizesiz giriş yapabiliyor. Son dönemlerde Türkiye'ye vize uygulayan ülkelerden canımızı çok yakan onurumuzu kıran adımlara tanık oluyoruz. “Hay ülkeniz de, hay vizeniz de batsın” deyip isyan edenimiz az değil. ABD'nin vize başvurularını almama kararının, domino etkisi yapıp Türkiye'ye karşı dostane tutumu olmayan ülkelerin de benzer kararlar almasından endişe ediliyor.

ABD Büyükelçiliği ve konsoloslukları vize başvurusunu kabul etmeyince, vatandaşlarımız Bulgaristan'a gidip orada vize başvurusunda bulunmak gibi durumla da karşı karşıya bırakıldı. İran'da, vize başvuruları kabul edilmiyor. İranlılar vize başvurusunu gelip Türkiye'de yapıyor. İşte, İranlıların bu modelini, vize şirketleri Bulgaristan'da ABD elçiliğine başvurarak delmeye çalışacak.

Son yıllarda, yalnız ABD değil bazı batı ülkeleri Türkiye'yi aşağılayan tutum izliyor. Irak, Suriye, İran için uygulanan yaptırımları Türk vatandaşları için de geçerli hale getirdiler. 26 Mart'ta bu köşenin okurlarına “Unutmayın, bunların devamı, yeni yaptırımları da gelecektir. Uçaklarla ilgili getirilen bilgisayar yasağı bunun bir başlangıcıdır”demiştik.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ABD ve Avrupa Birliği'yle (AB) sıkça karşı karşıya geliyor. Yaşanan her gerilim, Türk vatandaşlarının aleyhine gelişiyor. O ülkelerde yaşayan vatandaşlarımız bu durumdan hayli etkileniyor. Örneğin, bir Avrupa ülkesine gitmek isteyen vatandaşımız üç-beş günde vize alabilirken, uzun süredir 15 günden önce vize almaları olanaksız hale geldi. ABD'den vize alabilmek zaten zordu, şimdi başvuruyu bile kabul etmiyorlar. Önceden vize vermediklerine bir gerekçe göstermiyorlardı. Son dönemlerde vize vermeyi uygun bulmadıklarına “Ülkenizdeki siyasi karışıklıklar” diyorlar.

Vize alabilmek için yapılan başvurularda birkaç ülke dışındakiler fazla bir şey istemezdi. Bugün neredeyse tüm batı ülkeleri istemedik bir şey bırakmıyor. Maaş bordrosunu istemek zaten sıradan bir durum. Bankalarda ne kadar paranız olduğunu, para hareketlerini, hesap dökümlerini elin adamı istemekle kalmıyor, çalıştığınız yerin faaliyet alanıyla ilgili belgeler, imza sirküleri, sicil gazetesindeki kayıtlarınızla da iş bitmiyor. Sizden ayrıca vukuatlı nüfus kayıt örneği de isteniyor. İstenen onca belgeden biri eksik olursa, vize başvurunuzu kabul etmiyor.

ABD vatandaşlarına 2005 yılına kadar ülkemize girişte vize veriliyordu. Sonra bundan da vazgeçildi. Yani, ABD vatandaşları ülkemize vizesiz giriş yapıyor. Mevcut uygulamada ülkemize eğitim, araştırma, kazı gibi uzun süreli kalacak olanlardan vize isteniyor. Ama turistik amaçlarla gelenler vizesiz giriş yaptıkları gibi 90 güne kadar ülkemizde kalabiliyorlar. Yetkililer bu durumu açıklamıyor, sadece Konsolosluklardan vize verilmeyeceğini belirtiyorlar. Yani, ABD'liler turist olarak gelmesinde yine engel yok.

Çok acı bir durum var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından yabancı ülkelere göçenlerin sayısında patlama yaşanıyor. Önceki yıllarda daha çok insanlar iş bulmak için yabancı ülkelere giderken, bugün durum farklı… Şimdi doktorundan mühendisine, işletmecisinden sanayicisine kadar üst gelir grupları ülkemizden ayrılıyor. ABD ve AB ülkelerine gittikten sonra dönmeyenlerle ilgili araştırma da böyle bir tabloyu ortaya koyuyor. Gidenlerin, Türkiye'yle gönül bağı asla kopmuyor ama yaşanan bazı olaylar insanı ülkesinden soğutuyor. Biliniz ki, bazı otellerde yurtdışına gideceklere o ülkelerle ilgili seminerler veriliyor. İşte bu noktadayız…

Vize şirketlerinin kaygısı da ABD'den sonra Türk vatandaşlarının vize başvurusunu kabul etmeyecek ülke sayısında artış olabileceği… ABD'yle birlikte hareket eden Kanada'dan böyle bir sürpriz açıklama gelebilir. Almanya'yla yaşanan sorunlar az değil. İyi de bu işlerin sonu nereye gidecek? Ama bunlar oluyor diye ülkemizin onurlu bir dış politikadan vazgeçecek hali yok. Türkiye gibi diğer ülkelere de görev düşüyor.

“Komşularımızla sıfır sorun” derken, Türkiye'nin yardımına umut bağlamış bazı ülkeler dışında sorunlu olmadığımız ülke kalmadı. Bu durumda Türkiye'nin durumunu gözden geçirmesi de gerekiyor. Bakın, askerimiz Suriye, Irak sınırında. Cumhurbaşkanı, “Bir gece ansızın girebiliriz” diyor. Hatırlatalım Türkmenler “O gecenin gündüzü niye gelmiyor?” diyor.