Hürriyet Gazetesi'nden Cansu Çamlıbel'e konuşan Hürmüzlü, Ankara'nın IŞİD ve PKK'ya karşı başlattığı hava harekâtlarının gölgesinde Ortadoğu'da Türkiye'nin algısının ne yönde geliştiğini anlatan Hürmüzlü'ye göre, Ortadoğu ile politikada genel bir restorasyon şart; Türkiye 20 sene bir adada tek başına Robinson Crusoe gibi yaşayamaz.
Röportajda, “Beni endişelendiren olay hükümetlerin bize karşı tutumu değil, halkların bize karşı tutumu. Arap basınını Türkiye'de en iyi takip edenlerden biriyim ben.” diyen Hürmüzlü, 10 sene önce basında Türkiye hakkında çıkan makalelerin yüzde 95'inin bizim lehimizde olduğunu belirterek, artık durumun değiştiğini şu anda çıkan 30-40 makalenin yüzde 95'inin aleyhimize olduğunu açıkladı.
ARABULUCULUK ROLÜNDEN VAZGEÇTİK
Arap Baharı devam ederken ideolojik yaklaşımların, mezhep dürtülerinin ve rövanşist algıların ön plana çıktığını anlatan Hürmüzlü, “Biz de “halk istiyorsa onların istediğinin yanındayız” şeklinde bir tutumun içinde olmak durumundaydık ve olduk. Fakat o ideolojik duruşlar ortaya çıktığı zaman bizim orada arabulucu rolümüzün olması gerekiyordu. İşte onu yapmadık.” dedi.
TÜRKİYE HATALARDA ISRAR ETMEMELİ
Oyun kurucu olarak yapılması gerekenin, işi onların inisiyatifine bırakıp arabulucu olarak hareket edilmesini gerektiğini kaydeden Hürmüzlü, artık aynayı yüzümüze tutup hataları görmeyi ve hatada ısrarcı olunmaması gerektiğini belirtti.
TARAF TUTMASAYDIK MURSİ'YE İDAM ÇIKMASINI ENGELLEYEBİLİRDİK
Hürmüzlü, Türkiye'nin Mısır'da taraf tutulmamış olsaydı idam cezasını engelleyebileceğini ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: “İşin içinde siyasi dürtüler var. Müslüman Kardeşler'e karşı kuşkuyla bakan önemli bir halk kesimi var. Mısır'ın Müslüman Kardeşler'le ilk deneyimi değil ki. 1952'de Mısır yakıldı. Enver Sedat suikastla öldürüldü. Oysa hiçbir kesimin isminin terör hadiseleriyle bağdaştırılmaması gerekirdi. Müslüman Kardeşler bundan sorumludur demek istemiyorum. Ama Mısır halkı barış ve güven içinde yaşmak istiyor. Sokaklarda çarpışmalardan rahatsız olur. Mısırlıların bir sözü vardır; ‘Duvar gölgesinde yürüyün' derler.”
SURİYE'DE İLK BAŞTA DOĞRU İŞLER YAPTIK
Suriye olaylarının başlamasının ardından Türkiye'nin ilk başta doğru işler yaptığını değerlendiren Erşat Hürmüzlü, Türkiye'ye kaçan Suriyeli sayısının 100 bini aştığında bu politikaların gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti: “Olaylar başlayınca başta Türkiye'ye kaçan kamplardaki Suriyeli sayısı 10 bin civarındaydı. Yüz bine kadar kişiyi alabiliriz deniyordu. Ama iki milyon değil! Mesele yüz bini aştığında politika gözden geçirilmeliydi. Güvenli bölge konusundaki çalışmalar o zamandan başarılı olsaydı o zaman şu anki 2 milyonluk sığınmacı kriziyle karşı karşıya olmazdık.”
TÜRKMENLERE SİLAH O KADAR GİZLİ GİTMİŞ Kİ ONLARIN BİLE HABERİ OLMADI!
Gül'ün Ortadoğu Başdanışmanı Erşat Hürmüzlü, kamuoyunda Türkiye'nin Suriye'deki cihatçılara sempatiyle kucak açtı algısının hakim olduğunu ancak bu algının arkasındaki değerlendirmelerin doğru olduğu zannetmediğini ifade etti. Hürmüzlü sözlerini şöyle sürdürdü: “Terör örgütü olduğunu bile bile bizim resmi ya da gizli bir teşkilatımızın bunlara yardım ettiğini ben zannetmiyorum. Yalnız yanlış algılara neden olabilecek şeyler oldu. Mesela biz ‘Ilımlı muhalifleri destekliyoruz' dediğimizde onlara silah gittiği algısı oluyorsa, oradan da ‘silahların başkalarının eline geçmesine de belki göz yumuldu' şeklinde soru işaretlerine neden olabiliyor.
Eski Başdanışman röportajda “Türkiye'den Suriye'deki Türkmenlere silah gittiğimi” şeklindeki soruya ise espirili bir şekilde cevap verdi: Hürmüzlü “Olayın gerçeğini cidden bilmiyorum. Demek ki o kadar gizli gitti ki Türkmenlerin de haberi olmadı. Türkmenlerin silah aldıklarını ben zannetmiyorum.” dedi.
(Kaynak: Hürriyet Gazetesi)