Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, OHAL KHK’sıyla ihraç edildikleri işlerine dönmek için açlık grevi yapan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça için, "Nuriye ile Semih'i evlat edinecek bir sempati içinde olmamı kimse benden beklemesin" ifadesini kullandı.
RS FM’den Yavuz Oğhan'a konuşan Feyzioğlu, Gülmen ve Özakça’nın yargılandıkları davanın duruşmasından önce avukatlarının tutuklanmasıyla ilgili olarak, “Nuriye ile Semih adlı açlık grevi yapan kişilerin tutuklanan avukatlarının tutuklanma gerekçesinde, Nuriye ile Semih’in avukatı olmaları yoktu. Polisin öldürdüğü DHKP-C teröristin üzerinden çıkan listede tutuklanan bazı avukatların adı geçtiği söyleniyor. Ben bu listenin değersiz olduğunu söyleyemem” dedi.
"Devletin müdahale etme yükümlülüğü var"
Devletin açlık grevindeki kişilere müdahale etme yükümlülüğü olduğunu söyleyen Feyzioğlu, "Açlık grevi yapan kişi bilincini kaybettiğinde, devletin ona ölmemesini sağlamak için müdahale etme yükümlülüğü var” diye konuştu.
Feyzioğlu, "Nuriye ile Semih'i evlat edinecek bir sempati içinde olmamı kimse benden beklemesin" ifadelerini kullandı.
"Altanların duruşmasında hâkimin tavrı yanlıştı"
Ahmet Altan ve Mehmet Altan'ın yargılandıkları davada avukatların duruşmadan atılmasına da değinen Feyzioğlu, "Altanlara, 'Bir gün sizi de savunmak zorunda kalırız' demiştik. Duruşmada yapılan yanlıştı. Duruşmada savcı mütalaasından önce, hâkim avukatların savunmasını dinlemeliydi" dedi.
"Tahir Elçi çok değerli bir kişiydi"
Öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin çok değerli bir kişi olduğunu ve Elçi'yi PKK'lı olarak suçlamanın yanlış olduğunu ifade eden Feyzioğlu, "PKK terör örgütü, Tahir Elçi'nin öldürülmesiyle ilgili savcılık keşif yaparken, silahlı elemanlarını geri çekip, keşfin yapılmasına izin vermez miydi?" görüşünü savundu