'Adaletin kör olduğu bir ülkede yaşamak istemiyorum'

'Adaletin kör olduğu bir ülkede yaşamak istemiyorum'

KAHRAMANMARAŞ (CİHAN)- Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin açılan davanın üçüncü duruşması yapıldı. Mahkeme çıkışı adliye önünde açıklama yapan Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, adaletin kör olduğu, sağır ve dilsiz olduğu bir ülkede yaşamak istemediğini söyledi. Yazıcıoğlu, "Bugün bir şey daha duydum ki mahkemede içim yandı. 6:25'te yer tespiti yapanlar mahkeme huzuruna çıkıyor yargılanmaya başlanıyor. Ama yer tespitini iletmeyenler, arama kurtarma yapmayanlarla ilgili hiçbir soruşturma yapılmıyor. Adalet gecikmesin istiyorum, adalet kişiye, zamana ve duruma göre değişsin istemiyorum benim ülkemde. Adalet herkese eşit olsun istiyorum." dedi.

Eski Emniyet Amiri Dursun Özmen'in 'Görevi kötüye kullanmak' ile suçlandığı, MuhsinYazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin açılan davanın üçüncü duruşması, Kahramanmaraş Adliyesi'nde görüldü. Davada tutuksuz yargılanan Özmen, bir önceki mahkemede telekonferans sistemiyle ifade vermiş ve 'Günah Keçisi ilan ediliyorum' diyerek kendini savunmuştu.

Kahramanmaraş'ta 2009 yılında helikopter kazası sonucu BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve İHA muhabiri İsmail Güneş'in de aralarında bulunduğu 6 kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin yürütülen soruşturmada açılan davanın üçüncü duruşması, Kahramanmaraş 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Saat 10.00'da tanıklar, Abdullah Göllü ve Yılmaz Dilki'nin tanık olarak dinlenmesiyle başlayan mahkeme yaklaşık 3 saat sürdü. Mahkeme heyeti, dosyadaki delillerin incelenmesini kararlaştırdı. Mahkeme, 21 Nisan tarihinde yeniden toplanacak. Davaya BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Muhsin Yazıcoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, oğlu Furkan Yazıcıoğlu, avukatlar Selami Ekici, Kemal Yavuz, Meryem Üstündağ, Yasemin Güneş ve partililer katıldı.

Dönemin Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde müdür yardımcısı olarak görev yapan Dursun Özmen, 'Görevi kötüye kullanmak' ve 'Toplumu infiale sürüklemek' suçunu işlediği iddiasıyla bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Özmen, "Helikopter enkazına ulaşıldığı, Yazıcıoğlu ve diğer şüphelilerin yaralı ve hastanede olduğu" şeklinde bilgi notu geçerek, gerçeğe aykırı ve kamuoyunu yanıltıcı bilgiyle arama kurtarma çalışmalarını geciktirmekle suçlanıyor.

'EĞER 6 YILDIR BU DAVA SÜRÜYORSA BİRİNCİ SEBEP YARGININ SİYASALLAŞMASI VE SİYASETİN YARGININ İÇİNDE ELİNİN BULUNMASIDIR'

Mahkemeye katılmak için Kahramanmaraş Adalet Sarayı'na gelen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, duruşma sonrası davayla ilgili açıklamalarda bulundu. Duruşmada tanıkların dinlendiğini ifade eden Destici, davanın 6 yıldır aydınlatılmadığını ve bunun sebebinin yargının siyasallaşmış olmasından kaynaklandığını belirtti.

Siyasetin yargının içine el attığını söyleyen Destici şunları kaydetti: "Tabi bizler bu dosyanın bir bütün halinde ele alınmasını ve asla tefrik edilmemesini istedik. Burada bize göre lazım olan şey de şudur: Cesur savcılara, cesur hakimlere ihtiyaç vardır. Siyasi iradenin Türkiye'yi yönetenler, iktidar olanların da bugüne kadarki davranışların aksine bu dava sürecine gerekli desteği verip bunun aydınlanması için öncülük etmeleridir. Çünkü Türkiye'de maalesef yargı, adalet sistemi üzülerek ifade ediyorum ki sadece bu dönem için söylemiyorum her dönem siyasallaşmıştır az ya da çok. Kuvvetler ayrılığı prensibi asla ve kata tam şekliyle işlememiştir ve işletilmemiştir. Eğer 6 yıldır bu dava süreci aydınlatılmamışsa, hala bu 7 tane ana şüphe ortadayken bu süreç nihayetlendirilemiyorsa buradaki birinci sebep yargının siyasallaşmış olması ve siyasetin yargının içinde elinin bulunması ve çekilmemiş olmasıdır. Bizim hem kendi davamız için hem de onun ötesinde Türkiye'deki bütün davalar için beklentimiz budur. Biz adalet arıyoruz, biz şehitlerimizin akıbetini öğrenmek istiyoruz ve biz bu sürecin hukuk için aydınlatılıp yine söylediğim gibi hukuk içerisinde cezalandırılmasını bekliyoruz. Burada şunu da ifade etmek istiyorum, hiç kimse bu bizim için çok önemli olan çok manevi değeri büyük olan bu süreci hiç kimse kendi kavgasına alet etmesin, kendi çatışmasına malzeme yapmasın, kendi filmlerine senaryo yapmasın. Eğer bildikleri bir şey varsa herkes için söylüyorum; ellerinde bir delil varsa yapacakları şey onu getirip Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılarına teslim edeceklerdir. Yapacakları şey budur."

'İKİ KESİM İÇİN İDAM CEZASININ YENİDEN GETİRİLSİN'

Konuşmasında idam tartışmalarına da değinen Destici, iki kesim için idam cezasının yeniden getirilmesi gerektiğini savundu. Meclis'in idam cezası için derhal toplanması gerektiğini vurgulayan Destici, "Şunu siz değerli dava arkadaşlarım huzurunda söylemeden geçemeyeceğim. Bizim yüreğimiz yandı ve Türkiye'de her gün yürekler yanmaya devam ediyor. İşte 3 gün önce Mersin'de, Tarsus'ta Özgecan'ın ailesinin ve hepimizin yüreği yandı ve bir kere daha Özgecan Aslan kızımıza da Allah'tan rahmet diliyorum, ruhu şad oldu, mekanı cennet oldu. Artık Türkiye'de yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede bunların yaşanmaması lazım. Biz bugün söylemiyoruz, biz Büyük Birlik Partisi olarak kurulduğumuz günden bu tarafa söylüyoruz, adaleti sadece kendimiz için istemiyoruz, Türkiye'deki bütün mazlumlar için, bütün haksızlığa uğrayan, zulme uğrayanlar için istiyoruz ve net olarak şunu söylüyoruz; hiç kimse topu taca atmayacak, hükümet üyelerine açıklamalar yaptırıp milletin öfkesini indirmeye çalışmayacak. İki kesim için küçük yaşta çocuklarımızı kadınlarımızı kaçırıp tecavüz ettikten sonra öldürenler ve bizzat kurşun sıkıp bombayı patlatıp Mehmetçiğimizi, sivilimizi öldüren teröristler için idam cezasını istiyoruz biz. Avrupa Birliği müktesebatı, Batı'ya verilen sözler, bunlar hepsi bahane. Kendilerine gelince bunların hepsinin bahane olduğunu net ve açık bir şekilde ifade ediyorlar. Yapılacak iş şudur; tez elden yarın Meclis toplansın ve Anayasa değişikliği yapılarak bu iki kesim için idam getirilsin. Yoksa bunun dışındaki sözler, en üst düzeyden ceza alacak sözleri, hak ettiğini bulacak sözleri asla ve kata ne bizi nede bu milleti tatmin etmiyor." sözlerini kaydetti.

'MUHSİN YAZICIOĞLU DAVA DOSYASI MEDYA ÇEREZİ DEĞİLDİR'

Kamuoyunda Yazıcıoğlu davasıyla ilgili yanlış bir algı oluştuğunu aktaran Yazıcıoğlu ailesinin avukatlarından Kemal Yavuz ise şöyle konuştu: "Kamuoyunda şöyle bir algı var; 'Muhsin Yazıcıoğlu davası açıldı yürüyor.' Hayır, dosyada 109 şüpheli var, bu 109 şüpheliden sadece bir kişiye yönelik dava açıldı, o da bu dava. Diğer dosyaların tamamı, diğer şüphelilerin tamamı ve daha fazlası ile ilgili soruşturma Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan hala devam ediyor. Bu dava dosyası üzerinden kimi çevreler bir algı oluşturmak istiyor. Yani bu davayı biri diğerine karşı yaptığı mücadelede malzeme olarak kullanmak istiyor. Şunu açık ve net olarak söyleyelim; Muhsin Yazıcıoğlu dava dosyası medya çerezi değildir. Bu dava hukuki zemin içerisinde, maddi gerçeklerle yargının kabul ettiği gerçekler üzerinden yürüyecektir. Başkalarının oluşturduğu senaryolar üzerinden yürümeyecektir. Bu dosyada yüze yakın cevapsız bırakılan sorular vardı, bunları geçmişte biz dilekçelerimizle taleplerimizi bilirdik. Bu taleplerimiz önemli ölçüde cevabını buldum ama hukukun kabul ettiği şekilde bu helikopterin hangi sebeplerle düşürüldüğü, hangi yöntemle bu sabotajın gerçekleştirildiğini, hukukun kabul ettiği delillerle ispata çalışıyoruz. Yargıdan tarafsızlık bekliyoruz. Yargıdan gecikmiş adaletin adalet olmadığına dair yargıdaki hakim görüşün burada da hakim olmasını bekliyoruz." CİHAN
<< Önceki Haber 'Adaletin kör olduğu bir ülkede yaşamak istemiyorum' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER