Ağaran saçlar bize hangi mesajları verir?
DR. ALİ DEMİREL
Soru: Geçen gün aynaya baktığımda zaten epeyce seyrelmiş saçlarımın arasında kendini göstermeye başlayan beyazlıkları fark edince aklıma Ali Çolak Bey’in “Birbirimizi görmeden yaşlanıyoruz.” sözü geldi. Yıllardır çektiğimiz hasretliklere mi üzüleyim, yoksa orta yaşlara yaklaşmış olmanın verdiği hüznü mü yaşayayım? bilemedim. Neden sonra saçlarımdaki bu beyazlıkları ilahi bir hediye olarak kabul ettim. Ardından da size sorayım istedim: Saçların ağarması insana hangi mesajları verir? Bu hali nasıl okumamız gerekir? (Salih)
Evet gerçekten ifade ettiğiniz gibi. Süreçten dolayı nice insan birbirini görmeden yaşlanıyor. Benim de aklıma Cahit Zarifoğlu’nun şu sözü geldi: İnsana imtihan olarak özlemek yeter. Bir şehri, bir sesi, bir nefesi...
Ama hayat işte. Hayatın içindeki her şey, hayatın kendisi bile bir imtihan. Öyle değil mi?
Hayat, Allah’ın insanoğluna bahşetmiş olduğu en büyük sermaye. İnsana düşen vazife, bu hayatî sermayeyi dünya pazarında en makul şekilde kullanmak.
Akıllı tüccar sermayesini kârlı yatırımlarda kullanır. Dünya çarşısından bir kefen alıp mezara girecek insanoğlu da canını ve malını Allah yolunda harcayarak en kârlı ticareti yapmalı değil mi?
Bir sahabî Hz. Ömer’le yaşadığı bir vakayı şöyle anlatır:
Halife ile beraber, bir tapınağın önünden geçiyorduk. Orada sakalı göbeğinde, iki büklüm, bembeyaz saçlarıyla yaşlı bir insan görünce, dizlerinin bağı çözüldü ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı Koca Ömer.
-Niye ağlıyorsun ya Emîre’l-Mü’minîn? diye sorulduğunda,
- 70-80 yaşına girmiş, fakat hâlâ insanlığı kurtuluş sahiline götüren ve kaptanlığını bizzat Hz. Muhammed’in yaptığı gemiye binememiş, diye karşılık verdi.
Gençliğini nerede harcadın?
İşte bu vaka Hz. Ömer’in, yaklaşık 80 yıllık ömrünü başka vadilerde geçirmiş bir insan için duyduğu şefkat ve merhametin bir tecellisidir. Acaba bizler bu histen ve bu murakabeden ne kadar hissedarız?
Ahirette “Ömrünü ya da gençliğini nerede harcadın?” diye sorulduğunda başımız dik, göğsümüz açık bir şekilde “Senin rızanı umarak yolunda harcadım ya Rabbi!” diyebilecek miyiz? Yoksa…
İslâm’ın derdiyle dertlenmiş, Allah’ın öncelik verdiklerini önceleyip ötelediklerine mesafeli durmuş ve böylece hizmet yolunda koşturmuş bir insan olmak ve emaneti bu yolda teslim etmek kadar büyük bir bahtiyarlık yoktur.
Hayatı değerli kılan Allah için yaşanması, Allah’ın yüce adı aziz ve şerefli olsun diye koşturulması ve bu yolda tüketilmesidir. Ve işte Allah yolunda ağaran saçlar, bükülen beller mukaddestir ve en derin hürmete layıktır.
Ağaran saç ve sakal, olgunluğun ve vakarın işaretidir. Beyazlaşan her bir saç, ahiret duygu ve düşüncesinin yerleşmesi ve yoğunlaşması demektir. Bu hayırlı nasihatçinin yaptığı yerinde tavsiye, insana hem kabir hem de âhiret hayatında ışık ve nur olur.
Saçların ağarması bir ön çağrıdır aslında. Allah’ın sonsuz hayata hazırlanma anlamında küçük ama önemli bir ikazıdır. Dünyada ebediyen kalacakmışız gibi ahireti çağrıştıran unsurları yok etme veya değiştirme yerine ebedi hayat için hazırlık yapmak en doğru ve makul yol olsa gerek.
En hayırlı ihtiyar kimdir?
Hayırlı ihtiyar, Allah’ı ve O’nun yolunu ihtiyar edendir (seçendir). O, Resûlullah’ı, yârenlerini ve bütün ihtişamıyla âhiret bahçelerini seçen gönlü genç Hak eridir.
O, Hocaefendi’nin ifadeleriyle heva ve hevesi tahrik eden bütün gelip geçici şeylerden sıyrılmış, her varlıkta İlahî isimlerin yansımalarını müşahedeye koyulmuş ve bu maddiyat ülkesini bütün bütün öte hesabına işletmeye durmuş bir bahtiyardır.
Yine o, kalbinin ziyası sayesinde sürçmeden yürüyen, imanının derecesine göre önündeki pek çok durağı uçarak geçmeye azmeden, dostların buluştukları diyara özlem ateşiyle yanıp tutuşan, Allah’ın rahmetine bağladığı ümidinin elmas kılıcıyla ye’sin bütün heykelciklerini parçalayan ve hep bir adım ötede bildiği ölüme tebessümlerle kucak açan, kabre gülerek koşan bir iman âbidesidir.
Konu saçların ağarmasıydı. Nerelere geldik...
Rabbimiz ağaran saçlarımızla birlikte gönlümüzün de ağarmasını ve hayatımız boyunca muhatap olacağımız imtihanlar ne kadar büyük olursa olsun “Rabbim, Sen daha büyüksün!” demeyi nasip eylesin...