Başbakan Ahmet Davutoğlu, özellikle Suriyeli mültecilerin Avrupa sınırlarında yaşadıkları drama ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Başbakan Davutoğlu, "Dünya bugün tarihinin en büyük insanlık dramlarından biriyle karşı karşıya. Orta Doğu'da yıllardır kulak tıkanan, görmemek için gözlerin kapatıldığı bir kriz bugün Avrupa sahillerine dayanmıştır. Modern dünyanın kaçmaya çalıştığı acı gerçekler kaçanların peşini bırakmamıştır." dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün ve bugün birçok haber kuruluşunda resmi yer alan cesedi kıyıya vurmuş Suriyeli mülteci çocuğu da anarak şunları dile getirdi:
"3 yaşındaki Aylan'ın bedeninde yıllardır acı içinde kıvranan bir millet, tüm dünyaya adalet ve merhamet çağrısında bulunmaktadır. Avrupalı liderlerin görmesi gereken gerçek şudur: Konu artık bir hukuk, siyaset, uluslararası denge meselesi değil insanlığın geleceği meselesidir. Tartışmamız gereken bir tren vagonunun, bir kaçakçı teknesinin kaç mülteci aldığı değil; yüreğinizin kaç insana yer açabildiğidir. Başkentlerde, Brüksel'de soğuk duvarlı toplantı salonlarında yapılan müzakerelerde gelinen yer Aylan'ın cansız bedeni olmuştur. Kaybeden bütün bir insanlıktır ve bu insanlığı temsil ettiğini iddia eden ancak gereğini yapamayan uluslararası toplumdur."
Türk halkının da tarih boyunca mazlum milletlere ayrım yapmaksızın kucak açan bir medeniyetin çocukları olduğunu kaydeden Davutoğlu, yazılı açıklamasını şöyle tamamladı:
"Bizler; Suriye'de, Irak'ta başı sıkışan, emin bir liman arayan herkese kapımızı açtık, 2 milyonu aşkın sığınmacıyı bağrımıza bastık. Benzer kaderi paylaşan binlerce Aylan son 4 yıl içinde Türkiye sınırları içinde dünyaya gelmiş, ilk adımlarını atmış, güven ve emniyet içinde hayata tutunmuştur. Türkiye olarak, kapımızı, gönlümüzü nasıl Suriyeli, Iraklı, Arap, Kürt, Sünni, Şii, Müslüman, Hristiyan tüm kardeşlerimize, akrabalarımıza açtıysak bundan sonra da açık tutacağız. Dünyada en çok sığınmacıyı barındıran ülke olduğumuzu tescil eden Birleşmiş Milletler de bu çabamızı takdir etmektedir. Bu merhametten yürekleri nasipsiz, yapılan hizmetlere gözleri kör, Aylan yavrumuzun yurdu Orta Doğu'yu bataklık olarak tanımlayan, tüm gücü ile mazlum muhacirler için çalışanları diktatör olarak nitelemekten çekinmeyen, her fırsatta kendi konforlu dünyalarından duygusuz yorumlarla gönülleri, zihinleri kirletenlerin ise aynaya bakacak yüzleri olmayacak. Bu kardeşlik destanına omuz veren Şanlıurfa'dan, Gaziantep'e, Hatay'dan Kilis'e, Kahramanmaraş'a tüm sınır illerimize ve Karadeniz'den İstanbul'a Ankara'dan İzmir'e Suriyeli muhacirlere sahip çıkan aziz milletime bir kez daha en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Tarih ve insanlık bu yükü sadece bize vermiş olsa da soframızdaki ekmeği bölüp bu yükü taşırız. Ama bu başta Avrupa olmak üzere diğer dünya devletlerinin üzerilerine düşeni yapmadıkları gerçeğini değiştirmez. Çocuklarımızın, gelecek nesillerin bizim adımıza tarih aynasına bakarken utanmaması için bugün daha fazla geç kalmadan sorumluluklarımızın gereğini yerine getirme vaktidir. Bu ortak vicdanımızın göz ardı edilemeyecek çağrısıdır."
CİHAN