Ahmet Nesin / artigercek.com
Darbe gecesi deniz kuvvetleri komutanının kapalı telefonu
Bu dönemde yazı yazmak zor, 15 Temmuz 2016 darbesini yazmak da zor ama en zoru yazı yazarken aynı anda AKP genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı dinlemek. Zaten darbe gecesi karmakarışık, bir de Erdoğan o an "Bize gelip bilerek yapmadık diyorlar, hayır bilerek yaptınız" demiyor mu, yine anlıyoruz ki Gülen'i bilmeden destekleyen tek kişi Erdoğan. Ben Erdoğan'ın sonunda çıkıp "Ben bu darbeyi bilmeden destekledim, bir de baktım ki bana karşı, işte o zaman darbe nasıl yapılır, onu gösterdim. Bunlar vatan haini" diyeceğine kesin olarak inanmaya başladım.
Neyse, gelelim darbe girişimini önleyen darbe gecesi limanlardan ayrılan gemilerin seyir defterine ve aynı anda yaşananlara. Sabah adada Deniz Lisesi mezuniyet töreni var ve oraya rutin bir şekilde 4 gemi görevlendirilmiş. (Fatih, Yavuz, Tufan, İmbat) Her mezuniyet töreninde bu gemiler lisenin açıklarında demirleyip bekliyor, tören bittikten sonra da Gölcük Limanı'na geri dönüyorlar. Bu 4 gemi dışında Gölcük Limanı'nda 8 gemi daha var, benim gemi dediğime bakmayın, bikaç değişik tip askeri gemi var ve hepsinin hızları farklı farklı.
Gemiler mezuniyet töreninden dönmeye başlıyor. Benim de, Erdoğan'ın da, gemidekilerin de darbeden haberi yok. Zaten hava ve deniz kuvvetleri komutanlarının hiç yok, olsa koşa koşa düğüne gitmezler... 4 gemi 19:45 gibi ada açıklarından yola koyuluyor. Daha MİT müsteşarı Hakan Fidan ve genelkurmay başkanı Hulusi Akar dışında kimsenin darbeden haberi yok. Gerçi 5 açıklamasından 1 tanesine göre Erdoğan'ın da haberi yok ama diğerlerine bakılırsa 1 tanesinde de var.
4 gemiden sonuncusu olan Yavuz da limana girer girmez Ayhan Bay hemen bir emir gönderiyor ve sabotaj ihbarı olduğunu söyleyerek bütün gemilerin limandan ayrılmasını emrediyor. Bunun üzerine 12 gemi limandan çıkmaya başlıyor. Bu gemilerden 5'i Levent Kerim Uça, 3'ü Ayhan Bay ve 4'ü de Önder Öngör komutasında. Bu arada ilginç bişey oluyor ve saat 22.00'de limanda yüzen 2 kişi bulunuyor. Yüzücülerden birisi askeriyede çalışan bir sivil, o saatte yüzesi gelmiş ikisinin de. Bu 2 kişinin sabotajcı olup olmadıkları yada bişeyler koyup koymadıkları henüz bilinmiyor.
Tam gemiler limandan çıkmaya başladığında deniz kuvvetleri komutanı Recep Bülent Bostanoğlu da darbe girişimini öğrenmiş oluyor, biz de aynı anda şunu öğreniyoruz ki gemileri liman dışarı çıkartan Bostanoğlu yada onun vermiş olduğu emir değil. Burası bana çok ilginç geliyor, çünkü genelkurmay başkanı Hulusi Akar da bütün askeriyeye araçların (Bütün askeri araçlar) bulundukları yerden ayrılmamalarıyla ilgili bir emir vermiyor. Çünkü hangi komutanla konuştuysam ilk olarak bana aynı şeyi söyledi, "Bu emri vermek genelkurmay başkanının 10 dakikasını alır, bunu telefonla bile yazdırtabilirdi ve yapsa bu kadar kişi ölmezdi"
Benim yorumum, bu emrin verilmesini Erdoğan engellemiş olabilir. Çünkü bu emri verse olay hemen bitecek ve Erdoğan darbe girişimi bahanesiyle bu kadar insanı görevden alamayacak. Çünkü tutuklamaların ve görevden almaların darbe girişiminde bulunanları aştığını hep beraber görüyoruz.
Evet, Bostanoğlu gemilerin çıkışıyla beraber darbeyi de öğreniyor ama herhangi bir müdahalesi yok. Gemilerin çıkışıyla dememi yanlış anlamayın, çünkü 2-3 gemi tam da liman çıkışına geldiğinde yani saat 23.00'de deniz kuvvetleri komutanı Bostanoğlu cep telefonunu kapatıyor. Aradan 15 dakika geçiyor ve o saate kadar MİT müsteşarına ulaşamayan Binali Yıldırım darbeyle ilgili bir açıklama yapıyor.
Her şey sanki 15'er dakikalık programa bağlanmış gibi, Binali Yıldırım'dan 15 dakika sonra da cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan televizyonlardan açıklama yapmaya başlıyor. İlginç olan, deniz kuvvetleri komutanı Bostanoğlu'nun telefonu hâlâ kapalı.
Ve herkesin beklediği saat geliyor yada denizcilerin beklediği saat, son gemi de saat 01.00'de limandan çıkıyor, çıkmasıyla beraber deniz kuvvetleri komutanı Bostanoğlu 01.17'de telefonunu açıyor.
Dedim ya bu yazı dizisi gibi bişey olacak, cumartesi günkü yazım daha uzun olacak, o kadar da arkası yarın gibi olmasını istemiyorum ama yazılacak ve öğrendikçe şaşılacak çok olay var.
Bu durumlarda, yani sabotaj durumlarında gemilerin limandan çıkması çok normal. Sonra nedeni belli değil geri çağrılıyorlar ama bazılarına "Sakın girmeyin ama güvenmediklerinize de söylemeyin" diye emirler gidiyor. Darbe sırasında ciddi bir ayrım var yani, aynı emirleri veren komutanlardan bir kısmı tutuklanıyor ama bir kısmı da terfi ediyor. Geçen yazımda da söylemiştim, bu dava karmakarışık.