“Başbakan” Ahmet Davutoğlu’nun seçimlerde oy kazanabilmek uğruna yaptığı hesapsız kitapsız, önceden yetkililerden bilgi almadan, danışmadan anlık “ kahramanlık” açıklamaları Ankara’da devlet kademelerinde saç baş yoldurmanın da ötesine geçti. Davutoğlu savurmaları, Devlet kurumları arasında çatışmaya hatta krizlere yol açıyor.
“Suriye’nin helikopterini düşürdük” açıklamasının ardından komedinin (düşürülen İHA idi) gün ışığına çıkması bile “Başbakan” olan Ahmet Davutoğlu’nu durduramadı. “Başbakan”lığını ispatlamak için sadece Recep Erdoğan ile değil kendi Bakanlarıyla da yarışan Ahmet Davutoğlu, 19 Mayıs’ta yeni bir devlet sıkıntısına imza attı. Davutoğlu, gençlere hitaben yaptığı konuşmada Myanmar’daki mülteci dramına dikkati çekerek, “Myanmar’dan bu şekilde ümitsizliğe doğru yola çıkan genç-yaşlı, kadın-erkek bütün o çilekeş insanlara ulaşmak için talimat verdim. O civarda bulunan Silahlı Kuvvetlerimize ait gemiyle elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz” demişti. Meğerse, bizler bu konuşmayı saf saf dinlerken Ankara’daki devlet koridorlarını büyük bir panik sarmış. Nedeni ise, o civarlarda yakınlarda bir yerlerde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait bir gemi olmaması ve ortada herhangi bir talimatın bulunmaması. Neyse ki!.. İmdada Dışişleri Bakanlığı yetişmiş; “Sayın Başbakanı sözleri; bölgeye askeri gemi gönderin talimatı olarak” algılanmış. Ve Genelkurmay yetkilileri ile çözüm toplantıları yapılmış. Dışişleri Bakanlığı Myanmar’a nasıl bir askeri gemiyi hemen göndeririz diye kafa patlatırken Genelkurmay Başkanlığı olumsuz görüş bildirmiş. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından aldığım bilgiye göre “asker, mesafe çok uzak. Yol çok uzun zaman yetmez. Gayret israfı olur. Myanmar’a bölgedeki sivil gemilerden birini sevk edin” diyor. Dün bu satırları kaleme aldığım saatlerde Dışişleri Bakanlığı’ndaki çözüm toplantısı devam ediyor diplomasi kaynakları “asker haklı ama son kararı yine de Başbakanımız verir” diyordu.
(...)