(...)
Sulh ceza hâkimlikleri yerinde kalsın; günün birinde bu hâkimliklerin dağıttığı türden adalet herkese lâzım olabilir; hatta içimde bir his, “Özellikle bu kanunu alkışlayan, uygulayan ve işlemlerini savunanlar için lâzım olacak” diyor.
Bir vakit mi desem, üç vakit mi desem- işte o saat geldiğinde mahkeme kararını uygulamayan, hukuk nizamının canına okuyan birileri varsa –ki bana içimdeki ses var diye fısıldıyor- işte bu zevâtı, öyle uzun uzun yargılamaya ne hâcet var? İşte mis gibi hâkimlikler; iki dizi seyredip ilham aldıktan sonra tutuklarsın, sonra ne zaman boş vakit bulunursa bakılır davalara...
Nevres’in bir beytiyle bitirelim: “Kendi elimle yâre açıp verdiğim kalem/ Fetvâ-yı hûn-ı nâ-hakkımı yazdı iptidâ” Açıklamasını vermiyorum, günü gelince bazıları, “Hee, haklıymışın kardaş” diyeceklerdir nasıl olsa!