Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ni (AİHM) kendisi gibi siyasi tutukluların müracaatını geç değerlendirmekle eleştiren Selahattin Demirtaş, AİHM'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkedeki mahkemeleri suistimal etmesini engellemekte başarısız olduğunu söyledi.
Demirtaş, Financial Times gazetesinin sorularını cevaplandırdı.
‘Uluslararası kurumların Türkiye’de yargı bağımsızlığının ve hukukun üstünlüğünün ağır bir erozyona uğratıldığı’ yönündeki uyarılarına rağmen kendisinin ve birçok başka tutuklunun başvurularının AİHM’de değerlendirilmesi için yıllarca beklemek zorunda bırakıldığını belirtti.
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) eski eş genel başkanı Demirteş, “AİHM’in karar alması uzun sürüyor ve nihayetinde bir insan hakları ihlali olduğuna hükmetseler bile bu somut bir sonuca yol açmıyor.” ifadelerini kullandı.
"KAYYIM KARARLARI TAMAMEN KANUN DIŞI"
Demirtaş, Türkiye’yi içinde bulunduğu kötü durumdan sadece halkın kendisinin kurtarabileceğini, ancak AİHM’in kararlarıyla değişim için mücadele edenlere destek verebileceğini belirtti.
Demirtaş, HDP’li belediye başkanlarının görevden alınmalarını, "Tamamen yasadışı" diye nitelerken, bu durumun Türkiye’de demokrasinin kırıntısının bile kalmadığını gösterdiğini belirtti.
"SAĞLIĞIM KÖTÜLEŞSE DE MORALİM İYİ"
Demirtaş sağlık durumunun kötüleştiğini, fakat moralinin iyi olduğunu ifade ederek, “Sürekli cezaevi şartlarından ve benim sağlığımdan söz etmenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Çünkü çok daha kötü koşullarda bulunan binlerce başka kişi var.” dedi.
Financial Times gazetesi, eleştirileri AİHM’ye de sordu. Gazeteye AİHM’den yapılan açıklamada, "bazı davaların çok uzun sürdüğü" kabul edilse de Demirtaş’ın müracaatına öncelik verildiği belirtildi.
Haberde AİHM’nin son yıllarda yetersiz fonlama, çok fazla dava ve üye devletlerin kararları uygulamaması gibi sorunlarla karşı karşıya olduğu belirtildi.
"ERDOĞAN'IN PARTİSİNE MECLİS ÇOĞUNLUĞUNU KAYBETTİREN LİDER"
Financial Times’ın haberinde Demirtaş için şu ifadeler kullanıldı: “47 yaşındaki Demirtaş, 2015’te Türkiye parlamentosuna ilk kez bir Kürt partisinin girdiği ve Erdoğan’ın iktidar partisinin parlamento çoğunluğunu kaybetmesine yol açtığı tarihi seçimlerde, solcu bir muhalefet partisi olan HDP’nin lideriydi. Ertesi yıl, şiddet içeren bir darbe girişiminin ve devletle PKK arasındaki barış sürecinin çökmesinin ardından yaşanan çalkantılı dönemde tutuklandı.”