Zirve Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi ve Beslenme Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Sema Erge, ailedeki şişmanlığın çocukluk çağı obezitesi için en güçlü risk etmeni olduğunu söyledi.
Obezite oluşumunda genetik etmenlerin yüzde 25-80 oranında rol oynadığını belirten Erge, "Aile ilişkisi çocuğu hem genetik hem de çevresel olarak etkiler. Normal vücut ağırlığına sahip anne babanın çocukları arasında şişmanlık oranı yüzde 8-9 iken, anne babadan birinin şişman olması çocuklardaki şişmanlık sıklığını yüzde 40'a, her ikisinin şişman olması halinde yüzde 80'e çıkarıyor. Yalnız, bu durumun kalıtımsal bir değişkenlikten çok ailenin beslenme alışkanlığından ileri geldiği düşünülüyor." dedi.
Aşırı yeme olanakları ve evde bulunan yiyeceklerin çocuğun beslenmedeki seçiciliğini etkilediğini vurgulayan Erge, "Bazı çalışmalar ailenin sosyo ekonomik yapısı ile obezite arasında negatif ilişki olduğunu göstermekte. Anne ve babanın beslenme alışkanlıkları çocuğa örnek olacak beslenme modelidir. Ebeveynlerin fiziksel aktivite derecesi de çocukların aktivitesini etkiler. Ebeveyni inaktif olan çocukların inaktif olma oranı daha yüksektir. Çocuklar akıllıca seçim yapabilme yetisine sahip oluncaya kadar seçimler ebeveynler tarafından yapılmalıdır." ifadelerini kullandı.
Çocuğun kilosu veya görünüşüne değil, sağlığındaki olumlu değişikliklere odaklanılması gerektiğini aktaran Erge, "Öncelikle hem anne hem de baba çocuğuna beslenme ve yaşam tarzı konusunda liderlik yapmalıdır. Çocuğu beslenme ile obezite ve riskleri konusunda bilgilendirmekte ailenin görevidir. Anne baba çocuğa 'Yürüyüş yap, spora git' demek yerine birlikte yürüyüş, bisiklet ve yüzme programları yapabilir. Sağlıklı beslenme kurallarını önce anne baba uygulamalı, ailenin yaşam tarzı değişmelidir. Ev yemekleri tercih edilmeli, evde sağlıksız besinler bulundurulmamalıdır. Akşam yemeği sonrası atıştırmalıklardan uzak durulmalı, okul beslenme listelerini izlenmelidir. Televizyon ve bilgisayar başında geçirilen saatlere sınırlama getirilmelidir." diye konuştu.
Okul programlarında obeziteye yönelik eğitim sağlanmasının da faydalı olacağına dikkat çeken Erge, şu tavsiyelerde bulundu: "Çocuğun ağırlığı ne olursa olsun sevgi ve cesaret her zaman gösterilmelidir. Çocukların sizin belirlediğiniz porsiyonları benimsemeyebileceği kabul edilmelidir. Biberonla ve anne sütüyle beslenen bebeklerde, hazırlanan biberonun tamamının bitirilmesine veya daha çok emzirmeye çalışmak doğru değildir. Şekerli yiyeceklerin hazırlanmasından kaçınılmalıdır. Ev içerisinde yüksek kalorili yiyecekler bulundurulmamalıdır. Yağlı yiyecekler sınırlandırılmalıdır. Çocukların yeterli posa alması için meyve sebze tüketimi desteklenmelidir. Yiyecekler, çocuğu avutmak veya ödüllendirmek amacıyla kullanılmamalıdır. Televizyon ve bilgisayar başında geçen süre için limit olmalıdır. Hareketli oyunlar için çocuklar desteklenmelidir. Düzenli, birlikte yapılabilecek aktiviteler geliştirilmelidir." CİHAN