Terör örgütü IŞİD, Fransa ve İstanbul'un göbeğinde, hedef gözetmeden yaptığı katliamlarla saldırı alanını genişletti. Strasbourg Üniversitesi Türk Etütleri Bölümü ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Samim Akgönül, IŞİD için "Artık savaşı küresel dar-ül-harbe dönüştürdü." ifadelerini kullandı.
Paris, İstanbul ve ardından Kamerun'da yaptığı saldırılarla, artık yöntem ve hedef değiştiren IŞİD; sokakta, kafede konserde veya turistik bir gezide yoldan geçen insanları hedef alıyor.
Sultanahmet'te bir taşla iki kuş, hem Almanya'yı hem Türkiye'yi vuran Işid, şimdiye kadar yaptığı saldırılarda siyasi veya dini bir bahane görülebiliyordu. Suruç ve Ankara'da siyasi olarak Kobane'nin uzantısı Charlie Hebdo'da ise dine hakaret üzerinde saldırı yaptığı gözleniyor.
Akgönül, Paris ve Sultanahmet saldırıları ile hedef gözetmeksizin, yoldan geçen insanlara yönelik saldırdığı yaptığını ve yeni bir döneme, Küresel Dar-ül Harb harp dönemine girildiğini söyledi. Saldırılarda ciddi istihbarat açıkları olduğunu söyleyen Akgönül, bunda artık devletin mücadele edecek kabiliyetinin kalmadığını veya tasfiye edilen emniyetçilerinden dolayı kurumsal hafızada ciddi oranda boşluklar olduğunu ve bazı gruplara alan açıldığını söyledi. Ayrıca Akgönül bundan sonra Ankara'nın, IŞİD'e karşı batı ile tamamen işbirliği içerisinde olabileceğini düşünüyor.
Failin, Suriyeli olduğunun açıklanmasından sonra Türkiye'de yaşayan 2 milyondan fazla Suriyelinin topun ağzına geldiği söyleyen Akgönül bundan sonra daha ciddi problemlerin doğabileceğini öne sürdü.
TÜRKİYE'DE ÖZGÜR BASIN YOK
Türkiye'de her ciddi olayda hemen yayın yasakları devreye giriyor, insanların sağlıklı bilgiye ulaşması engellenirken, bilgiler tek kaynaktan aktarılıyor. Türkiye'de özgür basın olmadığını, insanların tek kaynaktan propaganda şeklinde haber aldıklarını söyleyen Akgönül, Beyaz Şov'a telefonla katılan kadının söylediklerinin de bu yüzden bu kadar büyütüldüğünü kaydetti. Akgönül, "İnsanlar eğlence programında gülüp eğlenirken, bir anda bölgeden gelen haberle şok oluyorlar, çünkü o programda duyulma ihtimali, Cumhuriyet, Zaman veya Birgün gibi muhalif gazetede duyulma ihtimalinden daha fazla." dedi. Ali İhsan Varol'un "kelime oyunu" programının da bu sebeple kaldırıldığını söyleyen Akgönül, Beyaz olayından sonra Doğan grubunun "devletimizin yanındayız" açıklamasının geri adım attığının göstergesi olduğunu söyledi.
GÜNEYDOĞUDA POLİTİKASI TAM BİR PKK'LI YETİŞTİRME POLİTİKASI
"Hükümetin Güneydoğu politikası tam bir PKK'lı yetiştirme politikası." diyen Akgönül, bölgede aç susuz, çalışamayan, cesedini sokaktan alamayan, buzdolabında bekleten, yaşayamayan insanlara bir de düşman muamelesi yapıldığını söyledi. "Herhalde özellikle yapıyorlar, bitmesini istemiyorlar, tam aksine kutuplaşmanın devam etmesini istiyorlar. Bu sayede mutlak iktidar devamlı kalıyor. Barış olmuştu, anneler ağlamıyor, iş adamları çalışıyor, Avrupa Birliği projelerinden destek geliyordu, ne oldu peki ? tek bir şey, AKP yüzde 9 oy kaybetti." ifadelerini kullandı.
Bölgede yaşanan tehcirle büyük şehirlere gidenlerin, memleketinden ayrı düşmüş, sürülmüş, insanlar olarak hatta orada doğup büyüyen çocukların bu duygularla büyüyeceğini söyleyen Akgönül, "Şu anda çok büyük toplumsal bir krizin temelleri atılıyor. Günümüzde sonuçları olacağı gibi 15 yıl sonra ortaya çıkacak sonuçları olacak. 100 yıl öncesinin hikâyesi bile devam ediyor, bunu unutmak mümkün değil, sırf iktidar için büyük bir toplumsal zelzelenin temelleri atılıyor, çok endişe verici." dedi.
İSRAİL MESELESİ DE İNSANLARIN FİKİRLERİNİN OLMADIĞINI GÖSTERİYOR
İsrail meselesinde gazetelerin yıllarca antisemitizmi pompaladığını ama bir anda her şeyin değiştiğini hatırlatan Akgönül, "Demek ki fikir yokmuş, hatta inançlı diye gördüklerimiz çok da inançlı değillermiş. O kadar emin değillermiş kendi inançlarından." ifadelerini kullandı. CİHAN