Savcı Yılmaz'ın hazırladığı iddianamede, Fethullah Gülen'in 30 yıl önce yazdığı ‘Ölçü veya Yoldaki Işıklar' kitabında tahrifat yapıldığı belirlendi. Kitaba sonradan eklemeler yapılarak sahte delil üretilmiş.
Özgür medyayı susturmak amacıyla düzenlenen 14 Aralık operasyonundan 9 ay sonra hazırlanan Tahşiye iddianamesinde yeni bir skandal ortaya çıktı. Savcı Hasan Yılmaz tarafından yazılan iddianamede, Fethullah Gülen'in ‘Ölçü veya Yoldaki Işıklar' isimli eserinde yer alan ‘Hizmet İnsanı başlıklı yazıda tahrifat yapıldığı, içerikte olmayan ifadelerin eklendiği görüldü. Fethullah Gülen'in ‘Hizmet İnsanı' başlıklı yazısı Ağustos 1983 tarihinde Sızıntı Dergisi'nin 55. sayısında yayımlandı. Çok beğenilen yazı daha sonra 7 Mart 1985 tarihinde Nil Yayınları'ndan çıkan ‘Ölçü veya Yoldaki Işıklar' isimli kitapta da yer aldı.
Hukuki garabetlerle dolu Tahşiye iddianamesinde, Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı'ndan savcılığa cevaben gelen bilgi notu başlıklı uzun bir kısım yer alıyor. Savcılığın, Hizmet Hareketi'nin ‘silahlı terör örgütü olup olmadığı, terör örgütü ise ne sebeple terör örgütü olarak addedilebileceği hususları'na yönelik talebine cevap olarak hazırlanan metin Savcı Yılmaz tarafından aynıyla iddianameye eklenmiş. Hiçbir somut delilin yer almadığı ancak birçok asılsız iddianın sıralandığı bu bölümde Fethullah Gülen'den alıntılandığı iddia edilen ancak hiçbir kaynak gösterilmeyen bazı cümleler ile Gülen, bir örgüt lideri gibi sunulmaya çalışılıyor. Yine bu bölümde yer verilen ve kaynağı belirtilen tek alıntıda ise büyük bir skandal ortaya çıkıyor. Gülen'in ‘Ölçü veya Yoldaki Işıklar' isimli kitabında yer alan ‘Hizmet İnsanı' başlıklı yazısı, özetlenerek verilirken içerisine orijinal metinde yer almayan eklemeler yapılıp sahte delil üretildiği göze çarpıyor. Bu kısımla ilgili iddianamede, “Ölçü veya Yoldaki Işıklar isimli kitabın 57. ve 58. sayfalarında “Hizmet İnsanı” başlıklı bölümde ‘Cemaate bağlı kişinin azimli/kararlı ve hizmete karşı itaatkâr her şeyin sorumluluğunu alması gereken, darbe yediğinde azmi bozulmayan, yüksek rütbelere geldiğinde kendi rütbesi değil de hizmetin rütbesini ön planda tutan, hizmet içerisinde yapacağı görevlerin zor olabileceğine inanan ve bütün varlığını/canını/sevdiklerini hizmet için feda etmeye hazır olması' gerektiği vurgulanmıştır.” ifadelerine yer veriliyor. Ancak kitaptaki bahsi geçen yazıda ‘hizmete karşı itaatkâr' kısmı hiç geçmezken, ‘yüksek rütbelere geldiğinde kendi rütbesi değil de hizmetin rütbesini ön planda tutan' ifadeleri de sonradan eklenmiş. Zira, yazıda ‘varıp hedefine ulaştığında da her şeyi sahibine verecek kadar olgun ve Yüce Yaratıcı'ya karşı edepli ve saygılı..' cümlesi yer alıyor. Yani, ‘başarılı olduğunda her şeyi Yüce Yaratıcı'dan (Allah Teala) bilmek' manasına gelen kısım açıkça değiştirilerek yazıda tahrifat ve sahtecilik yapılmış.
KİTAPTAKİ METİN
“Hizmet insanı, gönül verdiği dâvâ uğrunda kandan-irinden deryaları geçip gitmeye azimli ve kararlı; varıp hedefine ulaştığında da her şeyi sahibine verecek kadar olgun ve Yüce Yaratıcı'ya karşı edepli ve saygılı.. hizmet adına her ses ve soluğu zikir ve tespih, her ferdi mübeccel ve aziz bilip, muvaffakiyetlerinden ötürü alkışlayacağı kimseleri de, putlaştırmayacak kadar Rabb'in iradesine inanmış ve dengeli.. ortada kalmış herhangi bir iş için herkesten evvel kendini mes'ûl ve vazifeli addedip, hakkı tutup kaldırmada, yardıma koşan herkese karşı hürmetkâr ve insaflı.. müesseseleri yıkılıp plânları bozulduğu ve birliği dağılıp kuvvetleri târumâr olduğunda fevkalâde inançlı ve ümitli; yeniden kanatlanıp zirvelerde pervaz ettiği zaman da mütevâzi ve müsamahalı.. bu yolun sarp ve yokuş olduğunu baştan kabul edecek kadar rasyonel ve basiretli; önünü kesen cehennemden çukurlar dahi olsa, geçilebileceğine inanmış ve himmetli.. uğruna baş koyduğu dâvânın kara sevdalısı olarak, cânı-cânânı feda edecek kadar vefalı ve geçtiği bu şeylerin hiçbirini bir daha hatırına getirmeyecek kadar da gönül eri ve hasbî olmalıdır.”
İDDİANAMEDEKİ METİN
'Cemaate bağlı kişinin azimli/kararlı ve hizmete karşı itaatkâr her şeyin sorumluluğunu alması gereken, darbe yediğinde azmi bozulmayan, yüksek rütbelere geldiğinde kendi rütbesi değil de hizmetin rütbesini ön planda tutan, hizmet içerisinde yapacağı görevlerin zor olabileceğine inanan ve bütün varlığını/canını/sevdiklerini hizmet için feda etmeye hazır olması'
Zaman