KAR “GÜL”Ü KOPARDI !
Murat ÇETİN -Samanyoluhaber.com
Yoğun kış mevsimi, kar fırtınası, dolu, yağmur, afet sel sonrasında genelde TV ekranlarından “son dakika!” haberleri geçer, kayıplara ilişkin bilgi verilir. Bir televizyon kanalını veya bir internet haber sitesini yönetiyor olsaydım “son dakika !” notum “İstanbul’da yaşanan kar fırtınası Gül’ü vurdu !” olurdu… Çok mu uçuk oldu, öyle mi geldi ? Bence hiç de öyle değil, zira bir süredir Saray ile Adalet Bakanlığı arasında yaşanan gerilim hattı sonunda koptu ! Bunda da İstanbul’da yaşanan yoğun kar yağışı etkili oldu ! “Bu da nasıl oldu ?” der gibisiniz. Anlatayım ?
Geçen hafta yaşananlar ortada. Yoğun kar yağışı sonrasında Saray ve iktidar ortakları el birliğiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yüklendi ! İhmalkarlıkla suçlandı, ama bir olay var ki hepsinin önüne geçti. Bahse konu olan olay İmamoğlu’nun bir balıkçıya giderken görüldüğü MOBESE kayıtlarının ortaya saçılması ! İktidar ve yandaş medyanın “mal bulmuş mağribi” gibi olayın üzerine çullanmasını gördük ! Ama bir kişiden farklı bir açıklama geldi, pek de sürpriz sayılmayacak şekilde !
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, istifa ettiği gün - 28 Ocak Cuma- Ankara Üniversitesi ile Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun Veri Koruma Günü münasebetiyle düzenlediği programa katıldı. Gül, bilginin artık silaha dönüştüğü bir çağda yaşandığına dikkati çekerek “Bu noktada internet özel hayata dair ifşaatın, mahremiyet ihlallerinin ve itibar suikastlarının faaliyet alanına dönüşmemelidir “ diye bir açıklamada bulundu. Kuşkusuz adres belliydi ve malum görüntülerin deşifre edilmesine yönelik bir tepkiydi ! Saray Gül’ün açıklamasından rahatsız oldu ve bu kendisine net bir şekilde hissettirildi. Zira Tayyip Erdoğan bir süredir Gül’ün açıklamalarından rahatsızdı.
Ankara’da konuşulanlara göre Gül artık bakanlıkta son günlerini yaşıyordu ve görevden alınması an meselesi olarak görülüyordu. Gül’ün, son açıklamayı bilinçli yaptığı ve ön almaya çalıştığı ileri sürülüyor kulislerde ! yani görevden alınmak yerine adeta çarpışarak ve kendini bir yere konumlandırarak istifa yöntemi ile çekilmeyi tercih etti Gül ! Zira Gül’ün Saray’ın akıl almaz talepleri karşısında bunaldığı ve daha iki hafta önce özel bir yemek ortamında “yoruldum” dediği de biliniyor ! Kuşkusuz bu tavır Gül’ü aklamaz zira kendisi görev yaptığı sürece yaşanan hukuk skandallarının bir numaraları sorumlularındandır. Bu açıdan tarih önündeki yargılamadan kurtulması çok zordur ! Gül, “adalet” in tesisi konusunda gayret gösterebilseydi, yapamadı olmadı !
Saray kadar Gül’ün istifasını çok sevinen isimlerden birisidir İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ! Diğeri de MHP lideri Devlet Bahçeli ! Gül’ün bu isimlerle giriştiği polemikleri burada tek tek sayacak değilim, isteyen internet ortamında bunu çok rahat bir şekilde bulabilir.
Peki Gül’ün istifası AKP içinde nasıl bir etki bırakacak ve bunu nasıl okumak gerekiyor ? Gül, AKP’de Milli Görüş çizgisindeki önemli isimlerinden birisidir. TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş tarafından çok açık bir şekilde destekleniyordu. Saray’ın önemli isimlerinden eski milletvekili ve Ombusman Şeref Malkoç’un da damadı ! Bu ekibin Parti içinde ciddi bir güçleri bulunuyor. Bir dönemde Erdoğan kendi yerini Kurtulmuş’a teslim edeceği bile konuşulmuştu. Gül’ün istifa kararını alırken tek başına hareket etmediği bir gerçek, bu isimlere danışmadan hareket etmesi neredeyse imkansız ! Peki neler olacak ?
Hatırlayın, İmamoğlu’na yönelik “teröristleri !” işe yerleştirdiği gerekçesi ile soruşturma başlamış Kurtulmuş da böyle bir soruşturmanın olmadığını ve bunun da doğru olmayacağını açıklamış ve hemen gölge ortak Bahçeli’nin hedef haline gelmişti. Erdoğan da Kurtulmuş’u destekler bir tavır içinde bulunmamıştı ! Kurtulmuş’un bu açıklaması da Milli Görüşçülerin geliştirdikleri bir stratejinin bir parçası olarak görülüyor. Aynen Gül’ün istifasında olduğu gibi !
Gelinen noktada ; Abdülhamit Gül’ün istifası AKP’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Milli Görüşçüler arasındaki krizin boyutunu ortaya koyuyor. 30’a yakın AKP’li vekilin Kurtulmuş etrafından kenetlendiği artık bir sır değil ! İmamoğlu’na yönelik soruşturma sırasında sarf ettiği sözlerle bir bakıma işaret fişeğini ateşleyen Milli Görüş ekibi, yine bir başka İmamoğlu olayı sonrasında kendi bakanını istifa ettirerek ikinci adımı atmış oldu ! Vuruşarak çekilme ve şimdi bundan sonra nasıl bir gelişme yaşanacağını beklemek gerekiyor. Kuşkusuz bu ekibin AKP’den kopmasını beklemek şimdilik olası görünmüyor, dahası parti içinde kalarak mücadeleye devam edeceklerdir !
Ve Bekir Bozdağ’ın yeniden Adalet Bakanı olması ! Bu yeni bir dönemin işareti olarak okunmalı ! Şunu unutmamak gerekiyor, erken seçim olasılıklarının konuşulduğu bir dönemde Erdoğan için üç bakanlık önemli ! Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ! Erdoğan bu koltuklarda her türlü hukuk dışılığa “vize” verebilecek isimler istiyordu ! Öyle de oluyor…
Merak ettiğim ise şu ; Bozdağ’ın bu göreve atanması dünya aleme hangi KAOS operasyonu ile gösterilecek ?