Ekonomist yazar Süleyman Yaşar, popülist kamu yatırımları sanayinin kaynaklarını azalttığını belirterek, son 13 yılda sanayi şirketlerinin değerlerinin gerilerken bankaların değerlerinin hızla arttığını kaydetti. Yaşar'ın Taraf gazetesinde 'AKP döneminde bankalar büyüdü sanayi küçüldü' başlığıyla yayınlanan köşe yazısı şöyle:
"Bildiğiniz gibi son dönemde Türkiye ihracat yapamaz hâle geldi. Ve bu yılın ilk altı ayında ihracat her ay üst üste gerileyerek yıllık bazda 158 milyar dolardan 150 milyar dolara düştü.
Peki, niye böyle oldu?
Böyle oldu; çünkü, Türkiye'nin kaynakları ihracata konu mal üreten sanayi ve tarım yerine lüks AVM, lüks konut, lüks otomobil ve popülist kamu yatırımlarına aktarıldı. Tabii bu türden lüks ve popülist yatırımlar geri dönüşü riskli olduğu için yüksek faizle finanse edildi. Böylece yurtdışında düşük olan paranın fiyatı Türkiye'de yükseldi. Dolayısıyla özel sektörün sanayi ve tarım kesimi yatırımları yüksek faizler nedeniyle azaldı. Bu arada Türkiye'de istihdamın yüzde 76'sını sağlayan, ihracatının yüzde 54'ünü yapan küçük ve orta ölçekli firmaların (KOBİ) kullandığı kredilerin toplam krediler içerisinde payı yüzde 26'ya geriledi.
POPÜLİST KAMU YATIRIMLARI SANAYİNİN KAYNAKLARINI AZALTTI
Gelelim bu kısa açıklamayı niye yaptığımıza…
Yaptık çünkü, artık Türkiye'de sanayi ve tarıma yatırım yapıp ihracata yönelik mal üretmek kârlı olmaktan çıktı. Alınan kısa vadeli dış borçlar spekülatif yatırımlara yöneldi. Bu arada kamunun popülist yatırımları uzun vadeli yatırım kredilerini "yap- işlet- devlet" modeliyle kullanımına yöneltti. Hazine garantisiyle alınan bu türden krediler bu defa Türkiye'nin uzun vadeli yatırım kredi kotalarını doldurdu. Böylece sanayi ve tarım yatırımlarına bu popülist projeler engel oldu. İşte böylece spekülatif amaçlı kısa vadeli dış borçlar ve popülist kamu yatırımları nedeniyle oluşan yüksek faizler banka kârlarını hızla artırdı. Ve bankaların borsa değerleri artarken sanayi şirketlerinin borsa değerleri geriledi.
Hemen bu tezimizi dayandırdığımız örnekleri verelim. Örneğin 4 Ocak 2000 tarihinde İstanbul Borsası'nda işlem gören TÜPRAŞ'ın şirket değeri 10,3 milyar dolar düzeyindeydi, geçen haftanın son iş gününde TÜPRAŞ'ın değeri 6,4 milyar dolar oldu. Yine aynı dönemde Petkim'in değeri 5,8 milyar dolardan 1,6 milyar dolara geriledi. Yine Netaş'ın değeri aynı dönemde 956 milyon dolardan 310 milyon dolara düştü.
Peki, aynı dönemde bankaların değeri ne oldu?
Bankaları değeri arttı. Şöyle: Garanti Bankası'nın değeri 4,5 milyar dolardan 13,2 milyar dolara yükseldi. İş Bankası'nın değeri 8,1 milyar dolardan 9,6 milyar dolara yükseldi. Yine Yapı Kredi Bankası'nın değeri 3,9 milyar dolardan 6,4 milyar dolara çıktı.
RANT KOLLA LÜKS YAŞA
İşte bütün bu şirket değerleri bize son 13 yılda bankaların değerlerinin hızla arttığını, sanayi şirketlerinin değerlerinin gerilediğini gösteriyor.
Kısaca döviz kazandıran şirketlerinin değerleri azalırken, bankaların değeri çoğalınca ihracat kârlı olmaktan çıkıyor. Yatırımcı sanayi yatırımı yerine gayrimenkul rantlarını kollamaya başlıyor. İşte şirketlerin borsa değerlerine bakınca AKP iktidarının son dönemde ülke ekonomisini getirdiği noktayı görmek mümkün oluyor. Gelinen nokta şu mottoyla anılacak "rant kolla, lüks yaşa".
Şirketlerin borsa değerleri (Milyar $)
Şirketler 4 Ocak 2000 değeri 10 Temmuz 2015 değeri
Tüpraş 10,3 6,3
Petkim 5,8 1,6
Netaş 0,9 0,3
Garanti Bankası 4,5 13,2
İş Bankası 8,1 9,6
Yapı Kredi Bankası 3,9 6,4
CİHAN