AKP milletvekillerinin dahi yüksek sesle “revize edilmesi” gerektiğini belirten sisteme ilişkin aksayan yönlerinin tespit edilmesi amacıyla Erdoğan’ın talimatıyla Cumhurbaşkanlığı bünyesinde çalışma grubu kurulmuştu.
Sisteme ilişkin muhalefet partileri de eleştirilerde bulunurken, parlamenter sisteme dönüş çağrısı yapıyor.
HaberTürk yazarı Muharrem Sarıkaya bugünkü yazısında AKP milletvekillerinin ardından AKP il başkanlarının da sisteme ilişkin eleştirilerini gündeme getiriyor.
“AK Parti İl başkanları: Biz neyiz, sistemdeki yerimiz, statümüz ne?” başlıklı yazısında Sarıkaya, AKP’nin büyükşehir belediye başkanlarının katılımıyla yapılan genişletilmiş il başkanları toplantısında sisteme yönelik getirilen eleştirileri aktarıyor.
“Şunu belirtmeliyim ki milletvekillerinin aktardığı sıkıntının iki katı il başkanlarında mevcut” diyen Sarıkaya, bunun temel nedeninin bir yılını dolduran sistemin tam oturmamış olması ve yeni sistemde il başkanlarının statülerinin belirlenmemesinin yarattığı sıkıntılar olduğunu ifade ediyor. İl başkanlarının yeni sistem içerisinde “itibar kaybına uğradığını” düşündüğünü belirten Sarıkaya, hükümetle olan ilişkilerinin de eski gibi yürümediğine ilişkin şikâyetçi olduklarına dikkat çekiyor.
Sarıkaya’nın yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Toplantıda ortaya çıkan durumu en iyi özetleyen bir il başkanının şu örneklemesi olmuş: ‘Seçim teşkilatın sırtında kazanılır... Hükümetimizi kurduktan sonra, Genel Müdür, Daire Başkanı olabilmek için onlarca kez kapımıza gelen, bizi ataması için her gün defalarca arayan kişiler, şimdi bayramda, resmi törenlerde benim 10 adam önümde duruyor. İşe girmesini, atamasını sağladığım kişi en önde, ben en arkada yürüyorum; dönüp bir de küçümseyerek bakıyor. Telefonumuza çıkmıyor, randevu vermiyor…’ Söz alanların hemen hepsi benzer öykü aktarmış… Sonunda da şu sorularına yanıt verilmesini istemiş: “Yeni sistemde biz neyiz? Statümüz nasıl tarif ediliyor? Teşkilat başkanı olarak hangi sıraya, nereye tekabül ediyoruz?
...Yeni sistemin teşkilat ile hükümet arasındaki bağı zayıflatmış olmasının sancısını yaşıyor; bir zamanlar ilin en önemli, etkili ismi ken, şimdi kimliğini tanımlayamıyor, yerini konumlandıramıyor. Yalnızlaşma ve kimliksizleşme sendromu yaşıyor…”
