Kaftancıoğlu, "AKP, kaybedeceği bir seçime girmez" diyerek 23 Haziran’a kuşkuyla yaklaşanlara şu yanıtı verdi: "Kazanacaklarını bildikleri için değil, yüzde 1 de olsa şanslarını tekrar denemek için iptal ettirdiler."
Gazete Duvar'dan İrfan Aktan'ın sorularını yanıtlayan Kaftancıoğlu, AKP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal ettirme stratejisinin seçmene yansımasını değerlendirdi.
Kaftancıoğlu, "AKP’nin yaptığı şey bir strateji değil, sandık darbesidir. Henüz elime ölçüm sonuçları ulaşmadı ama sahadan edindiğim izlenime göre AKP’nin seçimi iptal ettirmesi İstanbul halkında beklenenden daha fazla kararlılığa, 'bunu bile yaptılar' duygusuna evrildi. Daha önce yaptırdığımız bazı ölçümlerde, 'Ekrem İmamoğlu kazanmıştır ve bunu daha fazla uzatmanın manası yoktur' duygusu öne çıkıyordu. Seçimin iptal ettirilmesi İmamoğlu’nun daha fazla sahiplenilmesiyle, bu sahiplenmedeki kararlılıkla vücut buldu" dedi.
Toplumda yaygın olan "Tekrar kaybedecekleri bir seçimi neden iptal ettirsinler?" sorusuna yanıt veren Kaftancıoğlu, şunları söyledi:
"Mutlaka 'bildikleri, planladıkları bir şey var ki seçimi iptal ettirdiler' iddiasına katılmıyorum. AKP ve Siyasal İslâm, İstanbul seçimlerinin kendileri açısından varlık-yokluk meselesi olduğunun farkındaydı. İstanbul’u kaybederek hem siyasi hem de ekonomik açıdan yok olduklarını, yok olacaklarını gördüler. Bana göre onlar açısından meselenin siyasi kısmı ekonomik kısmından daha önemli. Seçimi iptal ettirmeleri, yok olmayı kabullenmek yerine bir kez daha şanslarını denemenin, fırsat yaratma yolunu aramanın sonucudur. 31 Mart’ta kaybettiler ama kaybetmeyi, kaybı kabullenmeyi bilmiyorlar. Kesinlikle kazanacakları için iptale başvurmadılar. Yüzde yüz kaybetmişlerdi, şimdi ise 'belki yüzde 1, 2 veya 3 ihtimalle kazanırız' beklentisinin sonucudur iptal ısrarı."
'ERDOĞAN'IN ETRAFINDAKİLERİ YANINDA TUTMAK İÇİN İSTANBUL'A İHTİYACI VAR'
"İstanbul’un ekonomik ve idari rantı çok önemli" diyen Kaftancıoğlu, "Ama bundan çok daha önemli olan, İstanbul’un sembolik ve siyasi anlamı. Çünkü İstanbul’u kazanan siyasetler, bir sonraki süreçte Türkiye siyasetinde güçlü bir biçimde var olmuşlardır. Keza geçmişten bu yana, bir siyaset için İstanbul’u kaybetmek çöküş anlamına gelmiştir" dedi ve şöyle devam etti:
"Emin olun AKP ve özellikle Cumhurbaşkanı için de aynı anlam söz konusudur. O yüzden 31 Mart sonuçları kabullenilmemiştir. Sizin de gözlemlediğiniz gibi Erdoğan kendi kitlesinde neredeyse 'yarı tanrısal' olarak görülen gücünü koruyabilmek için kaybetmediğini göstermek zorunda. Nitekim 31 Mart sonrasında etrafındakilere durun, nereye dağılıyorsunuz demek zorunda kaldı. Çünkü seçim sonucunu gören etrafındakilerin bir anda gevşeme, dağılma duygusuna girdiğini hissetti. Erdoğan’ın etrafındakileri yanında tutmak için İstanbul’a ihtiyacı var.
AKP İstanbul’u tekrar kaybettiği an çil yavrusu gibi dağılır. Çünkü onları çok uzun zamandır bir arada tutan tek şey Tayyip Erdoğan’ın yenilmezlik duygusu ve yarı tanrısal olarak algıladıkları siyasi gücü. İstanbul’u tekrar kaybettiklerinde o güç kaybolacak. Onları bir arada tutan bir diğer şey ise, ne yazık ki yıllardır oluşturdukları ekonomik rant. Bu rantı da yitirdiklerinde nasıl dağılacaklarını göreceksiniz."
'MHP'YLE İLGİLİ BİR ŞEY SÖYLEME İHTİYACI DUYMUYORUM'
Seçimin iptal ettirilmesinin Ekrem İmamoğlu’nun daha fazla sahiplenilmesine yol açtığını söyleyen Kaftancıoğlu, "'Her şey çok güzel olacak' cümlesinin taşıdığı duyguyu anlamadıkları sürece, siyasal alanda da var olma şansları yok" görüşünü dile getirdi.
Kaftancıoğlu, Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesinin ise Kürt seçmenin oy verme davranışını değiştirmeyeceğini düşündüğünü söyledi.
Kaftancıoğlu, "MHP’yle ilgili bir şey söyleme ihtiyacı duymuyorum. Çünkü uzun zamandır AKP’nin koltuk değneği olmanın ötesinde hiçbir işlevi yok. AKP’yle beraber Türkiye siyasi tarihinde yerlerini alacaklardır" dedi.