Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Teklifi, AKP’li milletvekilleri tarafından TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Yasa teklifi, 2015 yılından önceki Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim borçlarının silinmesini öngörse de bazı maddeleri nedeniyle tartışma konusu oldu. Teklife göre aile hekimleri, mesai dışında yurttaşlara ücretsiz hizmet verebilecek. Aile hekimliği hizmetleri, acil haller hariç, haftada 40 saatten az olmamak kaydıyla bakanlık tarafından belirlenen kıstaslar çerçevesinde ilgili aile hekiminin talebi ve o yerin sağlık idaresince onaylanan çalışma saatleri içinde yerine getirilecek. Bakanlıkça tarifeleri belirlenen hizmetlerden tahsil edilecek gelirler, il sağlık müdürlüklerinin döner sermaye işletmelerinde bu amaçla açılacak olan hesaba yatırılacak. Bu hesapta toplanan gelirlerin, aile sağlığı merkezi giderlerinde kullanılması da dahil aile hekimine ve aile sağlığı çalışanına dağıtılabilecek miktarları ile dağıtım ve harcamaya ilişkin diğer usul ve esasları Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın uygun görüşü üzerine bakanlıkça belirlenecek.
Hacamat, sülük vb. uygulamaları kapsayan geleneksel ve tamamlayıcı tıp hizmetlerinin aile hekimliği birimlerinde ücretli olarak sunulması sağlanacak.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre vatandaşlar, aile hekimine gitmeden ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına giderse katkı payı ödeyecek. Mevcut yasada bulunan 2 TL katkı muayene payı, 20 TL olarak değiştirilecek ve bu ücretin yeniden değerlendirme oranı kadar her yıl artırılacak.
Ehliyet gibi aile hekimliklerinden alınan bazı raporlar da ücretli olacak. Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler için gerekli görülen, yurtiçinden sağlanması mümkün olmayan beşeri tıbbi ürünler; Sağlık Bakanlığı onayı ile SGK tarafından yurtdışından temin edilerek hastalara ulaştırılacak. Yabancı uyruklu öğrenciler, kayıtlarının devam etmesi şartıyla herhangi bir eğitim öğretim yılının başlangıç tarihinden itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları halinde genel sağlık sigortalısı olabilecek.
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nda yapılan değişiklikle de eğitim kurumu tanımı genişletilecek. Çalışan Sağlığı Merkezleri’nin (ÇASMER) açık bir şekilde ifade edilmesiyle bu merkezlerin, iş sağlığı ve güvenliği örgütlenmesindeki konumu ve işlevini ortaya koyacak yasal düzenlemeye gidiliyor.
10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri, bağlı bulundukları kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşundan hizmet alarak da iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi olmaksızın iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yerine getirebilecek.
Kanun kapsamında sağlık raporları, 50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için aile hekimleri ve kamu sağlık hizmeti sunucularının yanı sıra ÇASMER’lerden de alınabilecek.
‘HEKİMİ HEDEF GÖSTERMEK’
Yasa teklifini değerlendiren Hekim Birliği Sendikası Basın ve Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yakup Gökhan Doğramacı şunları kaydetti:
Ücretlendirme, hekim ve hasta arasında güveni zedeleyebilir, “ticari” algı yaratabilir. Ücretin tahsilatı ve usulü, maddi şüpheler doğurabilir. Ücretin hekimde kalacağının söylenmesi bile hekimi hedef göstermektir.
Sevk sistemi, aile hekimliğindeki yükün artmasına neden olacaktır.
Sevk sisteminin kötü yönetimi, ikinci ve üçüncü basamaklarda hasta yoğunluğunu azaltmaktan ziyade sevksiz gelen hastalar için daha büyük bir karmaşaya yol açabilir.
Sevkle gelen hastanın beklentisi daha fazla olacaktır.
Sevk olunca katılım payının yüzde 50’ye kadar düşebileceğine işaret eden Doğramacı, “Muayene katılım payı 6 TL. Hepsini almazsanız ne olur? 3 TL indirim için mi tüm bu karmaşa. Zaten dolmuş parası 20 TL” dedi.