Hükümet, Genelkurmay Başkanlığı'nın kullanımında bulunan arazilerin üzerindeki taşınmazlarla birlikte 49 yıllığına özel sektör kullanımı için devrinin yolunu açıyor.

TBMM’ye sunulan kanun tasarısına göre, TSK kullanımındaki arazi ve binaların kullanım izni, serbest bölge ilan edilerek yerli ve yabancı şirketlere verilecek.

Serbest Bölgeler Kanunu’nda değişiklik yapan tasarı TBMM’ye sunuldu. Tasarı ile serbest bölgelerin düzenlenmesinde değişikliğe gidildi. Kanuna eklenen hüküm ile TSK kullanımında bulunan arazi ve binalar da serbest bölge ilan edilebilmesi için kapsama dahil edildi.

TSK arazilerini serbest bölge ilan etmek için Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’ndan görüş almak yeterli olacak. TSK arazileri üzerindeki tesis ve binalarla birlikte kiralanabilecek, 49 yıla kadar kullanım izni verilebilecek.

TSK’ya tahsisli arazilerin de dahil olduğu, serbest bölge ilan edilebilecek arazilerde Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan ruhsat alınması kaydıyla yerli veya yabancı kişi ya da şirketler faaliyet gösterebilecek.

Yeri, zamanı ve süresi Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmek üzere, sınır bölgelerinde geçici serbest bölgeler kurulabilecek.

Buralarda hangi kişi ve malların serbest dolaşıma tabi tutulacağına da Bakanlar Kurulu karar verecek. Sınırda serbest dolaşım düzenlemesine gerekçe olarak “kaçakçılığın önlenmesi” amacı gösterildi.

TSK’ya tahsisli arazilerin de içinde bulunduğu serbest bölge ilan edilen alanlarda yatırım yapacak yerli ve yabancı kuruluşlara ÇED kolaylığı sağlanacak. Faaliyetler, ÇED kapsamında zorunlu olan yer tetkiki kararından muaf tutulacak.

ÇED kapsamında yürütülecek inceleme ve değerlendirmeler ile nihai karar verme ve düzeltme süreci raporun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulmasından itibaren 3 ay içinde tamamlanacak. Yatırımlar ayrıca teşvik ve muafiyetlerden yararlanacak.

Serbest bölgelerdeki ticari faaliyetlerden bütçeye gelir kaydedilen tutarlar da Bakanlar Kurulu kararıyla alınmayabilecek. Bu kapsamda Bakanlar Kurulu; stratejik, büyük ölçekli veya öncelikli yatırımlara yönelik olarak, hükümde belirlenen oranları bölge, sektör, faaliyet alanı veya yatırım türü itibariyle sıfıra kadar indirebilecek.

Söz konusu hüküm yurtdışından bölgeye getirilen malların CIF (mal bedeli, sigorta ve navlun ödenmiş olarak teslim) değeri üzerinden binde 1 ve bölgeden Türkiye’ye çıkarılan malların FOB (gemiye yükleyerek teslim) değeri üzerinden binde 9 oranında peşin olarak ödeme yapılmasını öngörüyor.

BUGÜN