Hürriyet Ekonomi yazarı Uğur Gürses herkesin sakıncasını anlattığı Varlık Fonu ile AKP'nin denetimsiz bir alan oluşturmak istediğini söyledi. İşte Gürses'in değerlendirmesi
VARLIK FONU’NUN KILAVUZU YOK
Varlık Fonu’yla ilgili sakıncalar konuşulurken; bu fonun ne yapıp yapmayacağını, hakkında konuşan bakanların da henüz ne yapılacağını bilmediği anlaşılıyor. Belli ki muğlak bir ‘koruma kalkanı’ tahayyülü var kafalarında, mitolojik metaforlar gibi, ötesi yok.
“Üçlü denetimden” bahsedilirken, bugün bir işleyiş kılavuzu bile olmayan bir fonun söz konusu olduğu unutuluyor. Bir çalışma, ilkeler ve işleyiş kılavuzu bile oluşturmadan Hazine varlıklarının bu fona devredilmesiyle keyfi kullanımın önü açık.
Fon bu varlıklarla ne yapacak? Fondaki varlıkların satılmayacağı, rehin ya da ipotek edilmeyeceği anlatılıyor cevaben. Yasasında ne var? Nasıl finansman yaratacak peki bu fon? Yasasında diyor ki; “Finansman sağlanırken Türkiye Varlık Fonu portföyü üzerinde teminat, rehin, kefalet ve ipotek tesis edilebilir”.
Fona devredilen varlıkların kiralarının, şirketlerin kazançlarının da, temettülerinin de fona akacağı anlatılıyor. Hazine’ye ait bir kuruluşun KHK ile bu fona aktarılması, gelirinin bütçe dışına çıkarılması başka bir ülkede olsa “bütçe hakkına tecavüz” sayılır, yer yerinden oynardı. Böylelikle, bütçe açığının artması, bütçe dışına çıkarılan gelirlerin hesap vermeden kullanımı da tescil edilmiş oluyor.
Sanki Hazine’nin teminatsız borçlanamadığı, fon arz edenlere bir varlık demetini teminat göstererek borçlanma vitrinine çıktığı fotoğrafı veriliyor. Teminatsız borçlanabilen Hazine’ye karşılık, teminat sunarak ‘menkul kıymetleştirerek’ borçlanma teklifi sunan Varlık Fonu’na gelmenin ana motivasyonu nedir? Çok açık: Bütçe denetimi dışına çıkmak.
Yaratılan sadece basit bir varlık fonu değil; paralel bütçe, paralel Hazine ve paralel bir merkez bankası yaratmak demek. Bu yola girilmiş olması bile yarar yerine zarar getirir.