Türkiye'de gelecek seçimlerin en önemli belirleyicilerinden biri olması beklenen Z kuşağı, 1997 ile 2012 yılları arasında dünyaya gelenleri temsil ediyor. 24 Haziran 2018'deki seçimlerde Z kuşağının toplam seçmen içindeki payı yüzde 7'yken, 2023'te bu oran en az yüzde 16 olacak.
Bu kuşağa ilişkin yapılan araştırmalarda genel olarak maddi olanaksızlıklar ön plana çıkıyor. Sokak röportajlarında en çok, "Telefonunu çıkar" ifadesiyle özdeşleşen ve AKP'li olduğunu söyleyen vatandaşlar ile gençler arasındaki tartışmalar dikkat çekiyor.
İktidara yakınlığıyla bilinen Türkiye gazetesinde yer alan habere göre AKP Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından yapılan analizde, ‘Z kuşağı’ tanımlamasının 'Batı ile gereğinden fazla bir kültürel bağ geliştiren çevreler' tarafından yapıldığı ileri sürüldü.
Bunun siyasi ayağının CHP ve HDP tarafından oluşturulduğu ileri sürülen analizde, muhalefetin dayattığı profillerin hiçbirinin bilimsel verilere dayanmadığı iddia edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a daha önce sunulan araştırmada, muhalefetin Z kuşağı tanımlamasıyla gençleri belli bir kalıba sokmayı amaçlandığı ve bu yolla siyasetlerine alet ettikleri görüşü dile getirildi. Analizde şunlar yer aldı:
'SOSYAL MEDYADA DAYATILAN GENÇLİK PROİLİNİ KABUL ETMİYORUZ'
"Z Kuşağı diyerek genelledikleri yaş grubundaki gençlerimiz, teknolojinin tesiri altında oldukları kadar, içerisinde bulunduğumuz toplumun değer yargılarıyla yetişen, onlarla bağlı bir kuşaktır. Sosyal medyada kullanıcıların ilişki biçimine, algoritmanın neyi öne çıkaracağına karar veren teknik yapılar bulunması sebebiyle görünürlüğü fazla olan yoğun etkileşimli içerikler, gençlerin ekseriyetini yansıtan gerçeklikler değildir. Bu sebeple Z kuşağı başlığı altında sosyal medyada gerçekleştirilen gençlik profili dayatmasını kabul etmiyoruz.
'GENÇLERİN TERCİHİ AK PARTİ'
Muhalif siyasetçiler Z kuşağı tanımlaması ile kalıplaştırdıkları gençlik profili ile Cumhurbaşkanı’mızı karşı karşıya getirme stratejisini izliyorlar. Yapılan anketler gösteriyor ki, ilk defa oy kullanacak seçmenin tercihi yine AK Parti’dir. Muhalefetin ‘ailesinden kopuk, millî ve manevi değerlerinden uzaklaşmış’ gibi yansıtmaya çalıştığı ve bu yolla üzerinden yapay bir AK Parti karşıtlığı algısını zihinlerde oluşturmaya tanımladığı gençler, 15 Temmuz’da millî menfaatleri koruma noktasındaki duruşunu çok net sergilemişti.
'Z KUŞAĞI TANIMLAMALARI HAKİKATİ YANSITSAYDI, MUHALİF İSİMLERE YOĞUN BİR TEVECCÜH GÖSTERİRLERDİ'
Türkiye’de özellikle gençlerimizi kendi siyasi istikametleri doğrultusunda istismar etmeye çalışan muhalif siyasilerin yaptığı Z kuşağı tanımlamasını doğru bulmuyor ve kesinlikle onaylamıyoruz. Mevcut Z kuşağı tanımlamaları hakikati yansıtmış olsaydı muhalif olarak öne çıkarılan isimlere gençlerimiz tarafından yoğun bir teveccüh gösterilirdi. Bunun böyle olmadığını, gençlerimize ulaşmak için sergilenen gülünç siyasi hamlelerden, sosyal medyada başkalarının yerine utanmamıza yol açan bazı paylaşımlardan görebiliyoruz."