AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili adayı Mehmet Ali Şahin, seçim çalışmalarını Safranbolu İlçesi'nde bir restoranda düzenlediği basın toplantısı ile başlattı. Şahin'in konuşması başladıktan bir süre sonra restorana gelen görevliler, borcu nedeniyle elektriği kesti. Şahin konuşmasına devam ederken, restoranın ortaklarından AK Parti İl Yönetim Kurulu üyesi Özmen Özdemir, dışarıya çıkıp görevlilere restoranın devrini yeni aldığını, eskiye dönük borcun ödeneceğini, içeride Mehmet Ali Şahin'in konuşma yaptığını söyledi. Bunun üzerine görevliler elektriği açarak ayrıldı.
BASINA YÖNELİK SALDIRILAR
Basın mensuplarına yönelik saldırılardan üzüntü duyduğunu belirten Şahin, "Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan'a karşı girişilen menfur saldırı, basına yönelik şiddetin son halkasını oluşturmuştur. İnşallah bu tür olaylarla karşılaşmayız. Şiddete baş vurulmadığı sürece herkes düşüncesini bu ülkede özgürce ifade edebilmelidir. Bu düşünceler bize ters gelebilir, hatta bizi çok rahatsız edici bir şekilde bir takım yazılar da olabilir. Ama her türlü düşünceye ve fikre saygı göstermek durumundasınız. Ahmet Hakan'ın yazılarını ben de zaman zaman okurum. Mümkün olduğu kadar objektif olmaya çalışan bir yazardır. Kendisinin televizyonculuk döneminden bu yana tanırım. O bakımdan ona karşı yapılmış olan bu saldırı onu yakından tanıyan bir kişi olarak beni ayrıca üzmüştür. Kendisine bir kez daha geçmiş olsun diyorum" dedi.
Şahin, "Biz seçimlerden inşallah tek başına iktidar çıkacağız. Yeniden bir koalisyon hükümeti olsa bile yine koalisyonun büyük ortağı AK Parti olacaktır. Dolayısıyla sorumluluk bizimdir. Şu anda aldığımız anket sonuçları 1 Kasım akşamı AK Parti’nin yeniden tek başına iktidara geleceğini gösteriyor" diye konuştu.
'YSK BİZİ HÜKÜMET OLARAK KABUL ETMİYOR'
Yeni bir seçime giderken 13 yıldır iktidarda bulunduklarını hatırlatan Şahin, şöyle dedi:
"Bu son dönemi AK Parti iktidarı olarak kabul etmek gerekir mi gerekmez mi? YSK kabul etmiyor. Çünkü YSK'ya radyodan ve televizyondan propaganda imkanı tanınıyor. Biz iktidar partisi olarak başvurduk. Çünkü iktidar partilerine daha fazla zaman ayrılır. YSK, 'Ak Parti şu anda iktidar değildir. Dolayısıyla diğer siyasi partilere ne kadar süre tanınırsa size de o kadar tanınacaktır' dedi. Ana muhalefet partisi CHP'ye de aynı şekilde 'Siz artık ana muhalefet partisi değilsiniz' dedi. Çünkü iş başında bir seçim hükümeti bir geçici hükümet var. Dolayısıyla bizi şu anda hükümet olarak YSK kabul etmiyor. Kabul etseydi o süreyi verirdi."
'SANDIK TAŞIMAYA YASA İMKAN TANIMIYOR'
YSK'nın sandıkların taşınmayacağına ilişkin kararını da değerlendiren Şahin, "Bu konuda 2 farklı görüş varken YSK bir karar verdi. Bu şu demektir: Bir seçim bölgesi ki her muhtarlık bir seçim bölgesidir. Bu seçim bölgesi içerisinde sandıkların bir yerden bir yere taşınmasına bir mani yok şu anda. Mesela Atatürk Mahallesi'nde 10 sandık varsa o sandıkların muhtarlık bölgesi içinde yerleri değiştirilebilir. Ancak Atatürk Mahallesi'nden bir sandığı alıp siz Şirinevler Mahallesi'ne getiremezsiniz. Yasa buna imkan tanımıyor. 298 sayılı yasaya bir hüküm eklerdiniz, o zaman olabilirdi. Bu artık gündemden düşmüştür. Nasıl ki 7 Haziran seçimleri yapılmışsa 1 Kasım da öyle olacaktır. Güvenlik güçlerimiz gerekli tedbirleri almalıdır" dedi.
'BİZİM RUSYA İLE CİDDİ BİR SORUNUMUZ YOK'
Suriye'nin iç savaştan daha çok dünyadaki süper güçlerin bilek güreşi yapmaya başladıkları, yeltendikleri bir bölge haline gelmeye başladığını belirten Şahin, şöyle konuştu:
"Çin'in orada ne işi var? Rusya'nın orada ne işi var? Orada bir pay kapma yarışı olduğunu görüyoruz. Bizim Suriye'nin bir karış toprağında gözümüz yoktur. Yaklaşımımız sadece insanidir. Rusya'nın Türk hava sahasını ihlal etmesiyle ilgili de Rusya Devlet Başkanı sayın Putin'in soğuk kanlı ve serin kanlı hareket edebileceğini umuyorum. Çünkü bizim Türkiye olarak Rusya ile ciddi bir sorunumuz yoktur. Suriye konusu Türkiye ile Rusya arasında bir sorun değildir. Bizim böyle bir sorunumuz yoktur. Dolayısıyla uçaklarının sınır ihlali yapması gibi hususları kabul edilemez buluyoruz. Bu uyarıların kendileri tarafından da dikkatle ele alınacağı beklentisi içerisindeyiz. Herhangi bir olumsuzluk olmasını arzu etmiyoruz. Bizim bu konuda bir takım haklarımız var. Bu haklarımızı kullanmak zorunda bizi bırakmayacaklarını umuyorum."